In this article, the position and nature of market relations are analyzed by focusing on the qualitative difference between the communitarian lifestyle in the traditional period and the post-modern individual-centered lifestyle. It is emphasized that the market relations with human relations that emerged in the communitarian lifestyle during the traditional period do not create an independent and autonomous space from other social relations; on the contrary, they are embedded in other types of relations and the existing sense of community. On the other hand, human relations have ruptured and disintegrated in the modern period due to the individual-centered lifestyle, and market relations have emerged as an autonomous field. Moreover, the modern market system has transformed into a superior system that dominates and determines society, institutions and, human relations. Therefore, this study aims to emphasize the difficulty to rebuild the traditional market relations based on solidarity and social basis in the modern era by addressing the fundamental differences between the communitarian lifestyle shaped around the religion and family in the traditional era and the modern understanding of community built around the individualism in the modern era, in terms of the commodification, distorting of the religious normative structure and weakening of the family/relative ties. In order to justify this argument, the claims that an Islamic free market can be established in the modern period within the framework of the practice of the Medina market, which emerged within a politically, sociologically and ontologically different paradigm, will be criticized, and the possibilities and difficulties of this initiative will be evaluated. Thus, based on the similarities between the Medina market and today's free-market system, the opinions claiming that the Medina market can be put forward as a moral solution for today's capitalist system will be criticized over the comparison between traditional and modern community structures, and it will be shown that this is not practicable.
Bu çalışmada, geleneksel dönemde cemaat yaşam biçimi ile modern sonrası birey merkezli yaşam biçimi arasındaki niteliksel farka odaklanılarak piyasa ilişkilerinin söz konusu iki dönem içerisindeki konumu ve mahiyeti araştırılmıştır. Geleneksel dönemde cemaat yaşamı içerisinde ortaya çıkan insan ilişkileri içinde piyasa/pazar ilişkilerinin diğer sosyal ilişkilerden bağımsız ve müstakil bir alan oluşturmadığı, bilakis diğer ilişki türlerine ve mevcut toplumsallığın içerisine gömülü olduğu vurgulanmıştır. Öte yandan, modern dönemde birey merkezli yaşam biçiminin içerisinde insan ilişkileri parçalanarak bütünlüğünü yitirmiş ve piyasa ilişkileri müstakil bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Bunun da ötesinde, modern piyasa sistemi, toplumu, kurumları ve insan ilişkilerini hegemonyası altına alan ve belirleyen üst bir sisteme dönüşmüştür. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı; geleneksel dönemde din ve aile merkezinde şekillenen cemaat yaşamı ile modern dönemde bireycilik merkezinde inşa olunan modern toplum anlayışı arasındaki metalaşma, dini normatif yapının kırılması ve aile/akraba bağlarının zayıflaması şeklindeki temel farklara değinerek modern toplumda geleneksel dönemdeki gibi dayanışma ve sosyal temeller üzerine kurulu bir piyasanın yeniden inşasının zor olduğunu vurgulamaktır. Bu iddianın temellendirilmesini için siyasi, sosyolojik ve temelde ontolojik olarak farklı bir paradigmanın içinde ortaya çıkmış olan Medine pazarı pratiği çerçevesinde modern dönemde İslami bir serbest piyasa kurulabileceği iddiaları kritik edilecek ve bu girişimin imkânı ve zorlukları değerlendirilecektir. Böylece, Medine pazarı ve günümüz serbest piyasa sistemi arasında bulunan benzerliklerden yola çıkarak Medine pazarının günümüz kapitalist sistemi için ahlaki bir çözüm olarak ortaya konulabileceğini iddia eden görüşler geleneksel ve modern toplum yapıları üzerinden kritik edilerek bunun uygulanabilir olmadığı gösterilmiş olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Reserch Articles |
Authors | |
Publication Date | October 15, 2021 |
Submission Date | May 19, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 16 Issue: 2 |