Sinema, gerçek hayattan beslenir. Gerçek hayattan almış olduğu konuları, kendi iç dinamiklerine uygun olarak yeniden oluşturur ve yarattığı karakterlere birbirinden farklı konumlar, yetenekler, şekiller vererek izleyicilere değişik dünyalar sunar. Toplumsal yaşam içerisinde bazen toplumsal olay ve değişmelerin sebeplerini, sonuçlarını sergileyerek kitleleri yönlendirici bir işlev görürken, bazen de insanların gündelik hayatta en çok kullandıkları soyut kavramaları ele alıp yorumlamaktadır. Bir sanat olarak toplumdan, insandan ve insan sorunlarından ayrı düşünülmeyen sinema insanı anlatmakta, maddi ve manevi olarak onu çözümlemeye çalışmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’nin toplumsal ve kültürel yapısında delilik olgusunun Türk sinemasına yansıması incelenecektir. Betimleyici ve yorumlayıcı bir niteliğe sahip olan araştırma, Türk sinemasının seçilmiş filmlerinde, delilik olgusunun nasıl işlendiğini incelemeyi amaçlamıştır.
Cinema lives on real life. It reforms the subject matters it takes from real life in accordance with its own
dynamics and presents the audience different worlds by giving its invented characters different positions,
abilities and shapes. While it sometimes directs masses by presenting the reasons for, and the results of,
social events and changes, it sometimes handles and comments upon abstract concepts most frequently
used by people in daily life. Cinema, which cannot be dissociated from society, human and human
problems, tells human and tries to analyse him materially and spiritually. In this study, reflection of
insanity in the social and cultural structure of Turkey onto Turkish cinema is examined. Having a
descriptive and interpretative nature, this study aims to examine how insanity has been handled in some
chosen films of the Turkish cinema
Other ID | JA49RC36GT |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 1 Issue: 2 |