Derrida's theory of deconstruction aims to question the fixed meanings contained in texts. In cinema, deconstruction generally undermines traditional forms of meaning by examining how cinematic language and narrative forms are structured within a social and cultural context. This approach aims to reveal the ideological, cultural, and social layers underlying the text, rather than simply telling a story. Melodrama's intensely emotional narrative, binary opposition structure, negatively constructed subject characteristics, and the intertwining of individual and social themes allow us to demonstrate, within the framework of Derridean deconstruction, that the identities of characters and the meanings of spaces are not fixed but are constantly reproduced. The assumption that the identities of characters and the symbolic meanings of spaces in films are fixed is problematic in traditional analytical approaches. This study aims to demonstrate that these structures are constantly changing and reproduced with every interaction and context. The purpose of this study is to analyze the film Hanım, a melodrama genre, within the framework of Derrida's deconstruction theory, to demonstrate that the identities of characters and the meanings of spaces are not fixed, but are constantly differentiated and postponed. Deconstruction was chosen as the analytical method because it allows us to analyze the identities of the characters and the meanings of the spaces in the film, without assuming them to be fixed, but rather how they are constantly changing and being reproduced. The findings demonstrate that the main character Olcay's identities as a woman, wife, and mother, and the mansion's meanings of family, tradition, and roots, do not remain constant throughout the film, but rather constantly differentiate and acquire new meanings as the scenes unfold.
Turkiish Cinema Melodrama Deconstruction Derrida Discourse Analysis
xx
Derrida’nın kuramı yapısöküm, metinlerin içerdiği sabit anlamların sorgulanmasını amaçlar. Sinemada yapısöküm, genellikle sinemasal dilin ve anlatım biçimlerinin toplumsal ve kültürel bağlamda nasıl yapılandığını inceleyerek geleneksel anlam biçimlerinin altını oyar. Bu yaklaşım, filmin anlatılan bir hikâye olmanın ötesinde, metnin alt yapısındaki ideolojik, kültürel ve toplumsal katmanları açığa çıkarmayı amaçlar. Melodram türü yoğun duygusal anlatısı, ikili karşıtlık yapısı, negatif kurulmuş özne özellikleri ve bireysel-toplumsal temaların iç içe geçmesi, Derridacı yapısöküm çerçevesinde karakterlerin kimliklerinin ve mekânların anlamlarının sabit olmadığını ve sürekli yeniden üretildiğini göstermeye olanak tanır. Filmlerde karakterlerin kimlikleri ve mekânların sembolik anlamları, geleneksel analiz yaklaşımlarında sabit kabul edilmesi bir problemdir. Bu çalışma onların her etkileşim ve bağlamla sürekli değişen ve yeniden üretilen yapılar olduğunu göstermeyi hedefler. Bu çalışmanın amacı, Derrida’nın yapısöküm kuramı çerçevesinde bir melodram türü olan Hanım filmini analiz ederek karakterlerin kimlikleri ve mekânların anlamlarının sabit olmadığını, sürekli farklılaştığını ve ertelendiğini ortaya koymaktır. Yapısöküm, filmdeki karakterlerin kimliklerini ve mekânların anlamlarını sabit kabul etmeden, onların sürekli farklılaştığını ve yeniden üretildiğini analiz etme imkân tanıdığından dolayı analiz yöntemi olarak seçilmiştir. Bulgular ana karakter Olcay’ın kadın, eş ve anne kimlikleri; konağın aile, gelenek ve köklülük anlamları, film boyunca sabit kalmadığını, sahneler ilerledikçe sürekli farklılaşıp ve yeni anlamlar kazandığını göstermektedir.
Etik beyan gerekmemektedir.
Destekleyen kurum yoktur
xx
Yok
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Proje Numarası | xx |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 10 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 31 Ağustos 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 20 |