Abstract
Objective: The distance between the anterior wall of the maxillary sinus and the nasolacrimal canal greatly varies between individuals. The prelacrimal window approach is a promising technique for accessing the lesions of the maxillary sinus anterior wall and floor. In a study conducted with Europeans, Simmen et al. reported that this approach was applicable to only 2/3 of the sample. In another study conducted in China, this approach was feasible for 93% of the cases. The current study aimed to measure the distance between the anterior maxillary wall and the lacrimal duct in a population living in Turkey.
Methods:The images of 100 adult patients that underwent paranasal sinus CT for various rhinological diseases were retrospectively reviewed. The distance between the anterior maxillary wall and the anterior border of the lacrimal duct was measured in 200 sides. The measurement methodology previously described by Simmen et al. was used considering that it would allow for a comparison with previous studies undertaken with other ethnic groups.
Results:The prelacrimal distance was greater than 7 mm in 10% of the cases and >3-7 mm in 60%. A prelacrimal recess of <3 mm was found in 30% of the patients.
Conclusion:We were able to achieve prelacrimal endoscopic access in only 10% of our cases (>7 mm) without removing the bone lacrimal duct, while 60% required temporary tear sac dislocation and 30% required the removal of a significant amount of bone including lacrimal sac dislocation.
Keywords: Endoscopic sinus surgery, Prelacrimal approach, Prelacrimal recess, Maxillary sinus, CT
Öz
Amaç: Maksiller sinüsün anterior duvarı ve nazolakrimal kanal arasındaki mesafe bireyler arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Prelakrimal pencere yaklaşımı maksiller sinüs anterior duvarının ve tabanının lezyonlarına erişimde ümit verici bir tekniktir. Simmen ve arkadaşları Avrupalılar üzerinde yaptıkları çalışmada hastalarının sadece 2/3' ünde bu yaklaşımın uygulanabilir olduğunu bildirmiştir. Çin’ liler üzerinde yapılan başka bir çalışmada hastaların %93’ ünde bu yaklaşım uygulanabilir bulunmuştur. Çalışmamızın amacı Türkiye’ de yaşayan popülasyonda anterior maksiller duvar ile lakrimal kanal arasındaki mesafeyi ölçmektir.
Yöntemler: Çeşitli rinolojik hastalıklar nedeniyle paranazal sinüs BT çekilen 100 erişkin hastanın görüntüleri retrospektif olarak incelendi. Anterior maksiller duvar ile lakrimal kanalın anterior sınırı arasındaki mesafe 200 tarafta ölçüldü. Daha önce Simmen ve ark.ları tarafından yayınlanan ölçüm metodolojisi kullanıldı. Bunun, bize diğer etnik gruplarda yapılan çalışmalarla karşılaştırma imkanı vereceği düşünüldü.
Bulgular: Olgularımızın %10' unda 7 mm' den daha büyük, %60’ ında > 3-7 mm'lik bir prelakrimal mesafe görüldü. Olguların %30' unda <3 mm'lik bir prelakrimal reses bulundu.
Sonuç:Prelakrimal endoskopik giriş, olgularımızın sadece %10' unda (> 7 mm) kemik lakrimal kanal çıkarılmadan yapılabilirken, %60’ ında geçici gözyaşı kesesi dislokasyonu gerekli ve %30’ unda lakrimal kese çıkığı ile birlikte her zaman önemli miktarda kemik çıkarılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Endoskopik sinüs cerrahisi, Prelakrimal yaklaşım, Prelakrimal reses, Maksiller sinüs, BT
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2022 |
Submission Date | February 26, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 8 Issue: 3 |