Birçok sanatçı için önemli konulardan biri zarar görmekte olan çevredir. Dokuma malzemeleri de sanatsal bir anlatım aracı olarak uzun zamandır kullanılmaktadır. Gelişen teknoloji ile birçok yeni malzeme tekstillerin dünyasında yer almaya başlarken, yeni yapılar ve bitim işlemlerinin olanakları sanat ve endüstrinin sınırlarını genişletmiştir. Tekstil sanatçılarının deneysel çalışmaları hem 20. yüzyıl sanatına ait ilkelerle, hem de elyaf ve üretim alanlarındaki ileri teknolojilerle bütünleşerek,serbest tekstillerin plastik bir sanat dalı olarak var olmasında etkin rol oynamıştır. 1962'deki Lozan Bienali'ne kadar, tapestry'lerde malzeme olarak yün, egemen malzemeydi. 70'li yılların ortalarına doğru malzemede değişimler görülür. İpek ve pamuk kullanımı artmaya başlar. Kenevir, sicim, jüt, sanatçı dokumacıların kullandığı malzemeler olmuştur. Lif Sanatında kullanılan doğal malzemelerden olan kağıtlar, kemik, rafya, deri, metal, bükülmüş iplik, halatlar, kamış, kargı, ot, saman gibi malzemeler alternatif olarak kullanılmıştır. Yeryüzünün göz ardı edilmez bir biçimde tehlikeye girdiğinin fark edilmesiyle “çevre” birçok dillerde bir anahtar sözcük haline gelmiş ve giderek daha karmaşık anlamlar edinmiştir. Hatta çevrenin yok olmaya başlaması, yeni teknolojilerin sanat, mimari ve tüm üretimlerde insanı çevresinden bağımsızlaştırması ve doğadan koparması, bu yitirilen çevrenin kavram olarak her zamankinden daha çok irdelenmesine, farkında olunmasına yol açmıştır. 1970'lerin sonundan bu yana ve günümüzde halen devam eden bir biçimde sanatçıların büyük bir çoğunluğu çevreyi iyileştirmek ve doğal bir ekolojinin yüz yüze kaldığı sorunlara çözüm sağlamak için ekolojik sanat yaratmaktadırlar.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | November 22, 2011 |
Submission Date | July 14, 2014 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 4 Issue: 8 |
Submission of articles for the January 2025 issue of Akdeniz Art (volume: 19 issue: 35) will take place between October 1 st to 15 th , 2024.