Yakın zamana kadar arkeolojik alanlarda restorasyon çalışmalarında Venedik Tüzüğü’nün
15. maddesinde belirtilen anastylosis yani mevcut fakat birbirinden ayrılmış parçaların bir araya
getirilmesi ilkesine bağlı kalınmış; ve yine aynı maddede önerilen yeniden inşa işlemlerinden
peşinen (a priori) vazgeçilmelidir ilkesi korunmuştur. Ancak bu şekilde ele alınan restorasyon
işlerinin mevcut parçaların azlığı nedeniyle ziyaretçinin imgeleminde yapının bütünü konusunda
bir imaj oluşturmaması ve ziyaretçilerin mekanı deneyimleyememesi bu alanların daha çok
profesyoneller tarafından ziyaret edilen yerler haline gelmesine neden olmuştur.
Oysa ki tüm dünyada koruma eylemi ciddi bir parasal kaynağa gereksinim göstermektedir.
Çalışma yapılan alanların sayısının artışına karşın bu iş için ayrılan kamusal kaynakların azalması
durumu zaman içinde koruma anlayışını, oluşturduğu yüksek baskı ile, olumlu ve olumsuz
birçok açıdan doğrudan etkilemiştir. Kazı alanlarının kaderi daha çok kültürel alan yönetiminin
üretebildiği hediyelik eşya, sergi alanları vb. ziyaretçi sayısını ve geliri arttıran kaynaklarla
belirlenmeye başladıktan sonra yeniden inşa faliyetleri görülmeye başlanmıştır. Tüm dünyada
turizm etkinliğinin her geçen yıl artması turizm sektöründen elde edilen gelirin kültürel mirasın
koruma ve bakım bütçesinin oluşturulması sağlamıştır. Dünyanın en zengin arkeolojik alan ve
kalıntıya sahip ülkelerin başında gelen ülkemizde de turizm bu konu üzerinde önemli bir baskı
oluşturmaktadır. Bu nedenle son zamanlarda tekil ölçekte de olsa yeniden inşa (ihya) etme eylemi
görmeye başlanmıştır.
Bu bildirinin amacı arkeolojik alanlarda yapılan bu tür yerel uygulamaları, uluslararası
uygulamalarla karşılaştırmak ve uluslararası tüzükler çerçevesinde tartışmaktır.
Until recent decades, restoration work in archaeological sites adhered to the principle
of anastylosis, as set out in Article 15 of the Venice Charter the reassembling of existing but dismembered parts can be permitted; and the a priori should be abandoned in advance of the
reconstruction processes proposed in the same article. However, the fact that the restoration
works discussed in this way do not create an image of the entire structure in the imagination of
the visitor due to the lack of existing parts, and the inability to experience the historical space has led these areas to become places of attraction for professionals. However, conservation requires substantial financial resource. Despite the increase in
the number of archeological sites, the decline in financial resources allocated for this work by
governments has directly affected the concept of conservation in many positive and negative
ways over time, under the high pressure it has created. Since the destiny of the excavation sites
began to be determined by the number of visitors produced by the cultural area management,
reconstruction activities had begun to take place. The increase of tourism activity all over the
world every year, had generated the income earned from the tourism sector, and that’s provided
a budget for maintenance and excavation budget for cultural heritage. In our country, which has
the richest archaeological sites and ruins of the world, tourism puts considerable pressure on
conservation issue. Hence, we had singular cases of reconstruction activities in Turkey.
The purpose of this study is to compare such local practices of reconstruction in
archaeological sites with international ones and to discuss them within the framework of
international charters.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2019 |
Submission Date | November 13, 2017 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 13 - 21. Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştımaları Sempozyumu Bildirileri |
Submission of articles for the January 2025 issue of Akdeniz Art (volume: 19 issue: 35) will take place between October 1 st to 15 th , 2024.