15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal rejimini takiben bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek amacıyla birçok yeni düzenleme yapılmış ve bu düzenlemelerin çoğu Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile gerçekleştirilmiştir. Bahsi geçen Kararnamelerden birisi de 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesidir.
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 16’ncı maddesinin 4’üncü fıkrasında yer alan düzenleme, esasen ilgilinin dava açmadan önce idareye başvurusunu ve bu başvuruya verilecek yanıt sonrası dava yoluna gidilebileceğini hüküm altına almaktadır. İlgili hüküm uyarınca yapılan başvuruya zımni ret süresi içerisinde cevap verilmemesi üzerine açılan dava Danıştay tarafından, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken işlem olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Çalışmada, Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması talep edilen ve Danıştay’ın 5’inci Dairesince verilen bu karar incelenmektedir. Söz konusu karar uyarınca bir yandan yapılan düzenlemede başvuru sonrası idarenin vereceği cevap üzerine dava açılabileceği ve cevabın hangi süre zarfında verileceği konusunda boşluk bulunması diğer yandan bahsi geçen boşluğun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) zımni ret müessesini düzenleyen ilgili hükmüyle doldurulmasını Danıştay’ın kabul etmemesi çalışmanın esasını teşkil etmektedir. İçeriği itibariyle özel nitelikli bir düzenlemede yer alan boşluğun genel niteliği haiz kanun ile doldurulmasının kabul görmemesi nedeniyle çalışmada genel-özel kanun ilişkisi ve hükümlerine de değinilmiştir. Bu haliyle ilgili karar belirlilik ilkesi, mahkemeye erişim ve etkili başvuru hakkının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Nitekim çalışmada Danıştay’ın daha önce benzer içerikteki uyuşmazlıklarla ilgili farklı yönde verdiği kararlara özellikle yer verilmiştir. Ayrıca çalışmada Danıştay’ın ilgili kararları dışında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) konuya ilişkin içtihatlarına varılan sonucu desteklemek amacıyla yer verilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.