The salāts that Muslims perform five times a day are assigned to certain times. Just as the salāt performed before its time is not valid, the salāt performed after its time is not valid either. Apart from these times, which reveal the validity of salāts, there are also periods of time in which the manner of salāt is mustahabb or makruh. Both salāt times and mustahabb and makruh times are not clearly mentioned in the Qur’ān. These times have been determined by fiqh scholars in the light of the relevant hadiths. While some of the hadiths on this subject contain general decrees about the mustahab time of all salāts, some of them mention specifically about the mustahab time of a certain salāt. On any subject such as this, scholars reach a verdict that includes the meaning of all the inference by taking into account the relevant texts, for this purpose they use many methods to eliminate the apparent contradiction between the narrations. In this study, the views of the fiqh scholars and the disagreements between them on the mustahab times will be examined and the methods used by them in making these judgments will be also pointed out.
Müslümanlar’ın günde beş kez edâ ettiği namazlar, belirli vakitlere tayin edilmiştir. Vakti girmeden kılınan namaz sahih olmadığı gibi vakti çıktıktan sonra kılınan namaz da sahih değildir. Namazların geçerliliğini ortaya koyan bu vakitlerden başka, namazın içinde edasının müstehap veya mekruh olduğu zaman dilimleri de vardır. Kur’ân’da açık bir şekilde geçmeyen hem namaz vakitleri hem de müstehap vakitler, fukahâ tarafından ilgili hadisler ışığında tespit edilmiştir. Bu konudaki hadislerin bazıları tüm namazların müstehap vakti ile ilgili umum hüküm ihtiva ederken bazıları ise hususen bir namazın müstehap vakti hakkında vârid olmuştur. Fukahânın müstehap vakitlere dair görüşlerinin incelendiği bu çalışma ile bir anlamda onların hüküm çıkarmada kullandıkları yöntemlere işaret edilmiş olacaktır. Zira aynı konu ile ilgili birbiriyle zâhiren çelişir gibi görünen rivayetler bulunmaktadır. Herhangi bir konuyla ilgili nasları göz önüne alarak hepsinin anlamını içerecek şekilde bir hükme ulaşan âlimler, rivayetler arasındaki zâhirî çelişkiyi gidermek için birçok yöntem kullanmışlardır. Müstehap vakitler hakkındaki hükümler de buna örnek teşkil etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 2 |