“Hakikati yansıtmayan”ın “hakikat”in altını oyduğu bir çağ olma ününe kavuşan Post-truth dönemde olgular tarafından kanıtlanan değil, duygular tarafından desteklenen doğrular yükselişe geçmiş; “nesnel gerçekler” yerini “ikna eden düşünceler”e bırakmıştır. Çalışmada teknolojinin ulaştığı aşamayı gözler önüne sermek bakımından önem addeden bir hadise olarak 2016 yılında kanser hastası kızını kaybeden Güney Koreli annenin dört yıl sonra kızıyla sibernetik mekanda buluşması vaka analizine tabi tutulmuştur. Bu örnek olayda buluşmayı gerçekleştiren taraflardan biri “yapay”, “sanal”, “insan üretimi” olmakla beraber diğer taraf tamamen “gerçek”tir. Sibernetik ortamı resmeden ve medyada “kavuşma” başlığıyla haberleştirilen olay; “hakikat sonrası” çağda “sahte olan”ın da samimi duygular ürettiği, yalana tutunmanın gerçeği kabullenmekten kolay olduğu varsayımını kanıtlamaktadır. Nitekim bahse konu buluşma gerçek dışı bir hadise görünümü sergilemekle birlikte annenin sanal karşısındaki hissiyatı gerçektir; teknoloji marifetiyle “üretilen” kızını gördüğü anda yaşadığı, dışarıdan da gözlemlenebildiği gibi huzurdan çok kaybetmeyi bir kez tatmaktan kaynaklı acıdır. Çalışmada teknolojinin inşa ettiği sanal ortamı; “gerçekliği” aşındırıp “hakikatimsi”liği yücelten yapısıyla faydacı olmaktan çok, acının “yeniden üretildiği” bir mecra olarak okunmanın mümkün olup olmadığı irdelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2021 |
Submission Date | February 28, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |