Ibn Khaldun’s hierarchical universe of being
runs from inanimate beings to world of angels. The highest type of each
generation of being is adjacent to the lowest type of the subsequent generation
of being. These neighbouring beings are evolved. Man is the most developed
species of the animal kingdom and he is the advanced form of the ape that
preceded it. Walîs and prophets, the
most advanced examples of human beings, are adjacent to the lowest types of the
angels and receive inspiration by rising to this realm. However, the evolution
of man into the world of angels is not physical but spiritual and mental.
Evidence that human beings have not evolved physically is that the works of
past societies have the same conditions of use as those of today. Thus, as the
result of the physical and mental development of the ape, the human being only
develops his spiritual abilities to rise to the realm of angels. In his
evolution thought Ibn Khaldun connects all beings with a holistic approach and
includes non-material universe. However, the evolution of man does not ascend
to alliance with Allah as it is in Sufism and the Ten Intellects Theory and
interrupted by revelation. Ibn Khaldun determines the possibility of evolution
by chemistry and the method by Sufism.
İbn Haldûn’un hiyerarşik varlık evreni, cansız varlıklardan melekler
âlemine dek uzanan bir yapıdadır. Her varlık kuşağının en üst üyesi,
kendisinden sonra gelen kuşağın en alt üyesine komşudur. Bu komşu varlıklar
birbirlerinin evrimleşmiş halleridir. İnsan, hayvanlar âleminin en gelişmiş
türüdür ve kendisinden önce gelen maymunun gelişmiş biçimidir. İnsanın en
gelişmiş örnekleri olan veliler ve peygamberler, kendilerinden sonra gelen
melekler âleminin en alt türlerine komşudurlar ve bu âleme yükselmek suretiyle
ilham ve vahiy alırlar. Ancak insanın melekliğe evrimi fiziksel değil ruhsal ve
akılsaldır. Ona göre insanın fiziksel olarak evrimleşmediğinin kanıtı, geçmiş
toplumlardan kalan eserlerin bugünkülerle aynı temel prensiplere sahip
olmasıdır. Böylece maymunun fiziksel ve aklî gelişimin sonucu olan insan,
melekler âlemine yükselmek için yalnızca ruhsal yetilerini geliştirir. Evrim
düşüncesinde İbn Haldûn, tümel bir yaklaşımla tüm varlıkları birbirine bağlar
ve sürece maddî olmayan evreni de dâhil eder. Ancak insanın evrimini, tasavvufta
ve On Akıl Teorisinde yer aldığı biçimiyle Allah’la ittisale dek yükseltmez ve
vahiy alma ile keser. İbn Haldûn evrimin imkânını kimya, yöntemini tasavvufla
belirler.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 29, 2019 |
Submission Date | August 5, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 21 - Prof. Dr. Fuat Sezgin Special Issue |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.