Although income, child costs, family preferences, are the main factors affecting fertility, factors such as religion, language, age, etc. also affect fertility. The effect of religious belief on the number of children of families, which is one of the factors that affect families' preferences; It is thought to be through norms related to marriage, the use of birth control methods, abortion, desired family size, divorce and gender roles. Some religions have strict rules for the protection of family integrity, and behavior that reduces the number of children, such as divorce and abortion is prohibited. In this context, there are many hypotheses developed for the fertility behavior of individuals with different religious beliefs. These hypotheses are the characteristics hypothesis, the particularized theology hypothesis, the minority group status hypothesis and the interaction hypothesis. The aim of this study is to investigate the factors affecting the fertility of people with Muslim, Christian and Jewish religious beliefs using the data regression model using the World Values Survey 2010-2014 data. According to the findings obtained from this study, there are differences in fertility in terms of religious beliefs. In addition, the interaction hypothesis is valid in the Muslim and Christian religious beliefs because both religion and socio-economic variables are effective on fertility.
Gelir, çocuk maliyetleri, ailelerin tercihleri, doğurganlık üzerinde etkili olan başlıca faktörler olmakla birlikte din, dil, yaş gibi faktörler de doğurganlık üzerinde etkilidir. Ailelerin tercihlerinde etkili olan faktörlerden dini inancın, ailelerin sahip oldukları çocuk sayısı üzerine olan etkisinin; evlilik, doğum kontrol yöntemlerinin kullanımı, kürtaj, istenilen aile büyüklüğü, boşanma ve cinsiyet rolleri ile ilgili normlar aracılığıyla olduğu düşünülmektedir. Bazı dinlerde aile bütünlüğünün korunması amacıyla sıkı kurallar yer almakta ve boşanma, kürtaj gibi çocuk sayısını azaltan davranışlar yasaklanmaktadır. Bu bağlamda, farklı dini inanışlara sahip bireylerin doğurganlık davranışına yönelik geliştirilen pek çok hipotez söz konusudur. Bu hipotezler, karakteristikler hipotezi, özelleştirilmiş teoloji hipotezi, azınlık grubu statüsü hipotezi ve etkileşim hipotezidir. Bu çalışmada amaç, Dünya Değerler Anketi 2010- 2014 verileri kullanılarak Müslüman, Hristiyan ve Musevi dini inanışa sahip bireylerin doğurganlıklarını etkileyen faktörlerin etkileşim hipotezi açısından sayma (count) veri regresyon modeli ile araştırılmasıdır. Bu çalışmadan elde edilen bulgulara göre, dini inanışlar açısından doğurganlık farklılıkları bulunmaktadır. Ayrıca, Müslüman ve Hristiyan dini inanışında hem dini hem de sosyo-ekonomik değişkenlerin doğurganlık üzerinde etkili olmasından dolayı etkileşim hipotezi geçerli olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Law |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Submission Date | May 13, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 22 Issue: 4 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.