Bu makalede, Seyyid Ahmet Arvâsî’nin İlm-i Hâl adlı eserinin bir İslam sosyolojisi denemesi olabileceğine dair bir varsayımın temellendirilmesi üzerinde durulmuştur. Pek çok Müslüman sosyoloğun dile getirdiği gibi sosyoloji ve onun bir alt disiplini olan din sosyolojisi 19. yüzyıl Avrupa’sının düşünce hayatına hâkim olan müfrit pozitivist vasatta ortaya çıkmış, yöntem ve konusu itibariyle bu atmosferden etkilenmiştir. Bunun yanında din sosyolojisinin ortaya çıktığı toplumda hâkim olan dinin Hristiyanlık olması nedeniyle konu ve içerik itibariyle bu dinin görüntüsünün yoğunluk kazandığı da bir gerçeklik olarak ortaya konulmaktadır. Her ne kadar böyle olsa da sosyoloji ve din sosyolojisinin ele aldığı konular ve benimsediği metot, Müslüman bilim adamlarının dikkatini çekmiş ve ihmal edilemeyecek bir bilim dalı olarak görülmüştür. Özellikle Müslüman toplumların içinde oldukları sosyal, siyasi, ekonomik ve dini buhranlardan çıkma yolu arayan Müslüman aydınlar tarafından sosyoloji bir kurtuluş bilimi olarak görülmüş, bu bilimin metodolojisi bağlamında çözümler üretilmiştir. Ancak bu bilimin Batının kültür ortamında ortaya çıkması ve metodolojisini sahip olduğu kültür bağlamında şekillendirmesi Müslüman bilim adamları tarafından yadırganmış ve onları farklı arayışlara mecbur bırakmıştır. Bu arayışların sonucunda İslam dünyasında kendi tarihi gerçeklerine uygun ve kendi kültürel mirasına uyumlu bir sosyoloji oluşturma düşüncesi ortaya çıkmıştır. Özellikle bir kısım İslam toplumlarının sömürgeden kurtulmalarının akabinde toplumsal gelişme programları geliştirme ve bir kimlik arayışı içinde olmaları bu tür gayretleri hızlandırmıştır. Bu arayışlarda temel problem olarak bilimin kaynağı konusu ele alınmış Batı kaynaklı bilim ve bilgi yerine İslam’ın kendi dinamiklerinden doğan bir bilgi üretme gayreti kendini göstermiştir. Çabalar toplum bilimleri alanında öncü bilim olarak sosyoloji alanında yoğunlaşmış ve bu bilim dalı ön plana çıkmıştır.
Sosyolojinin bir alt disiplini olan din sosyolojisi bağlamında kendi dininin sosyolojisini oluşturmak isteyen Müslüman bilim adamları bu bilimi “İslam sosyolojisi” olarak isimlendirmişlerdir. Fakat bir bilim dalının teşekkülü sadece istekler ve toplumsal mecburiyetlerle ortaya çıkacak bir konu değildir. Bunun için yoğun ve uzun metodolojik çalışmalar, bilimsel üretimler gerekmektedir. İşte bu anlamda İslam sosyolojisi yapılan çalışmalarla desteklenen, yavaş yavaş şekillenen ve belli bir birikim oluşturulmaya çalışılan, tabiri caizse daha emekleme aşamasında olan bir bilim dalı alanıdır. Bu alanda yapılan her çalışma yazılan her cümle samimi bir gayret içerisinde olunan alana katkı sunacaktır.
Seyyid Ahmet Arvâsî yazdığı eserlerde bizzat değindiği “İslam sosyolojisi” kavramı ile ve bu eserlerde ele aldığı konularla bu alanda kafa yormuş, zihnî gayret içinde bulunmuş bir bilim adamı ve düşünürdür. Eğitim sosyolojisi kitabı yazacak kadar sosyoloji bilimine, aile kültüründen getirdiği birikimle İslami konulara vakıf olan Arvâsî bu konunun altını özellikle çizmiş, eserleriyle de bunu göstermiştir. İlm-i Hâl adlı eserinde ele aldığı konular ve bu konuları işlemedeki metodu bu eseri klasik bir ilmihal kitabı olmaktan öteye taşımaktadır. Çalışmayı tek başına bir İslam sosyolojisi olarak isimlendirmek iddialı bir ifade olabilir ama Türkiye’de yapılan İslam sosyolojisi çalışmalarına bir katkı daha ötesinde bir deneme olarak görmek mümkündür.
Yapılacak İslam sosyolojisi çalışmalarında Arvâsî’nin toplumsal, kültürel, siyasi ve dini meselelere bakışına bu eser dikkate alınarak yer verilmeli, onun bu eserde ortaya koyduğu yöntem alana katkı olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Böylece oluşacak İslam sosyolojisi literatüründe bu eserin ve yazarının katkısı ortaya konulmuş olacaktır. Bu çalışmanın İslam sosyolojisi biliminin teşekkülü aşamasında yavaş, meşakkatli fakat sebatkar ilerleyişe katkı sağlayacağı ve duvara bir tuğla koyma gayreti olacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmada eserin bir İslam sosyolojisi denemesi çalışması olduğu iddia edilmekte ve ele aldığı konular incelenerek bu iddia doğrulanmaya çalışılmaktadır. Konu ile ilgili olan eserler dokümantasyon yöntemi ile taranacak elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulacaktır.
In this article, it is focused on the basing of an assumption that Sayyid Ahmed Arvâsî's work Ilm-i Hal may be an essay on Islamic sociology. As many Muslim sociologists have stated, sociology and its sub-discipline sociology of religion, which dominates the thought life of nineteenth-century Europe, have emerged in a mediocre positivist, influenced by this atmosphere in terms of method and subject matter. In addition, due to the fact that the dominant religion in the society where the sociology of religion appeared is Christianity, the image of this religion in terms of subject and content is also revealed as a reality in which it gains intensity. Although this is the case, sociology and sociology of religion the topics it deals with and the method it adopts have attracted the attention of Muslim scientists and have been seen as a branch of science that could not be neglected. In particular, sociology was seen as a science of salvation by Muslim intellectuals who were looking for a way out of the social, political, economic and religious depressions that Muslim societies were in, and solutions were created in the context of the methodology of this science. However, the fact that this science emerged in the Western cultural environment and shaped its methodology in the context of the culture it has been rejected by Muslim scientists and forced them to search for different things. As a result of these searches, the idea of creating a sociology in accordance with its own historical realities and in accordance with its own cultural heritage has emerged in the Islamic world. In particular, the fact that some Islamic societies have developed social development programs and sought an identity after their liberation from the colony has accelerated such efforts. In these searches, the issue of the source of science was discussed as the main problem, and instead of Western science and knowledge, Islam's efforts to produce information arising from its own dynamics manifested themselves. These efforts have focused on the field of sociology as the leading science in the field of social sciences, and this branch of science has come to the fore.
Muslim scientists who want to create the sociology of their religion in the context of the sociology of religion, a sub-discipline of sociology, have called this science “Islamic sociology”. But the formation of a branch of science is not a subject that will arise only with the wishes and social obligations. For this, intensive and long methodological studies, conducted and published scientific productions are required. In this sense, Islamic sociology is a field of science that is supported by studies, is slowly shaped and trying to create a certain accumulation, so to speak, which is still in its infancy. Every work done in this field, every sentence written will contribute to the field that has been made with sincere effort.
Sayyid Ahmet Arvâsî is a scientist and thinker who has thought about the concept of Islamic sociology that he personally touched on in his works and the topics that he discussed in these works in this field, and his mind has been diligent in this field. Arvâsî, who has enough knowledge of sociology to write a book on the sociology of education, and Islamic subjects with his knowledge from family culture, especially underlined this issue and showed this with his works. The topics covered in his work Ilm-i Hal and his method of processing these topics take this work beyond being a classic catechism book. Calling the study a stand-alone Islamic sociology may be an ambitious statement, but it is possible to see it as an essay that is more than a contribution to the study of Islamic sociology conducted in Turkey. In the studies of Islamic sociology to be carried out, Arvâsî's view of social, cultural, political and religious issues should be taken into account in this work, and the method that he reveals in this work should be considered as a contribution to the field. Thus, the contribution of this work and its author will be revealed in the literature of Islamic sociology that will be formed. It is believed that this work will contribute to the slow, painstaking, but persistent progress at the stage of the formation of the science of Islamic sociology and will be an effort to put a brick on the wall.
In this study, it is claimed that the work is a study of an essay on Islamic sociology, and this claim is being verified by examining the subjects it deals with. The works related to the subject will be scanned using the documentation method and the obtained data will be subjected to content analysis
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.