Eski çağlarda insanlar küçük topluluklar halinde yaşadıklarından para olarak kullanabilecekleri herhangi bir nesneye ihtiyaç duymamışlar, hayatlarını avcılık ve toplayıcılıkla geçirmişlerdir. Zamanla hayatın getirdiği gelişmeler insanların ihtiyaçlarında da yenilikleri zorunlu kılmıştır. Coğrafi ve iklimsel faktörlere bağlı olarak kendi yaşam alanlarındaki eksikliklerini değiş-tokuş yoluyla gidermeye çalışmışlardır. Tahıl, tütün, deniz kabuğu, balık, şeker, pirinç, at, çivi ve kürk vb. eşyaları değişim aracı olarak kullanmışlardır. Ancak takas işlemlerinin kullanım zorluğundan dolayı işlerin daha hızlı ilerleyebilmesine olanak sağlayan bir araca gereksinim duyulmuştur. Bu sebeple ulaşılması kolay olmayan altın, gümüş ve bakır madenlerden üretilmiş kürek, balta, yüzük, küpe ve bilezik gibi nesneler ticaret aracı olarak kullanılmıştır. Başlangıçta farklı nesnelerle yapılan alışverişin yerine sikkenin ortaya çıkmasıyla çeşitlilik ortadan kalkmıştır. Böylelikle hem zamandan tasarruf sağlanmış hem de herkes tarafından kabul edilen standart bir ödeme aracı ile işlem görme fırsatı bulunmuştur.
Para basmak, eski çağlardan itibaren bağımsız devlet olmanın temel unsurlarından biri olmuştur. Özellikle İslam coğrafyalarında fethedilen topraklarda para bastırmak ve İslam geleneği olan hutbe okutmak hükümdarlık alameti sayılmıştır. Tahta geçen her padişah kendi adına sikke kestirerek toprakların kendi himayesinde olduğunu ispatlamak istemiştir. İnsanların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri ve sosyal yaşamlarını daha rahat bir şekilde devam ettirebilmeleri için kullanılan sikkeler, medeniyetlerin maddi ve manevi yansıması olmuştur. Üzerindeki yazı, tarih, malzeme ve süsleme özellikleri ile döneminin ekonomik, sosyal, dini ve kültürel yapısını yansıtan en önemli temsilcisi durumundadır. Sikkeler sayesinde bir devletin bağımsızlığını, hükümdarlarını, ekonomisini, teknolojik yapısını, darp merkezlerini, devletin yayılma alanlarını, yazı çeşitlerini, dillerini, dinlerini, sanat üsluplarını, kültürel özelliklerini anlayabilmek mümkün hale gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında, dayanıklılığı nedeniyle yüzyıllar öncesinde yaşamış medeniyetlerle ilgili bilgilerin özgün şekliyle günümüze ulaşmasında köprü görevi gören sikkeler dönemin şahitleri olarak görülmektedir.
Bağımsızlık sembolü olan para bastırma uygulaması 623 yıl boyunca hüküm sürmüş Osmanlı Devleti’nde de devam eden bir uygulama olmuştur. Osmanlı küçük bir beylikten devlete, devletten imparatorluğa dönüşmüştür. Böylesine geniş bir coğrafyaya yayılmış imparatorluğun iktisadi hayatı da siyasi gücü ile paralellik göstermiştir. Osmanlı sultanları, devleti ayakta tutabilmek için güçlü siyasi ve ekonomik yapıya sahip olması gerektiğinin farkında olmuşlardır. İstanbul başta olmak üzere, Anadolu, Balkanlar ve Kuzey Afrika gibi pek çok bölgede, önde gelen ticaret ve kent merkezleri ile önemli madenlerde ya da onların yakınında çok sayıda darphane kurup kendi adlarına sikke kestirmişlerdir. Bu dönemde basılmış olan sikkeler, üzerindeki detaylarla Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik, siyasi, kültürel ve diplomatik alanlarda yaşadığı gelişmelerin ve dönemin önemli figürleri olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda güçlü ve çok kültürlü bir yapıya sahip Osmanlı İmparatorluğu’nda sultanların farklı coğrafyalarda adlarına bastırdıkları sikkeler Nümismatik bilimi için büyük önem taşımaktadır.
Amasya kültür tarihi bakımından oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Amasya’da, bu medeniyetlere ait mimariden el sanatlarına kadar çok sayıda eser miras kalmıştır. Eserler arasında sikkeler de yer almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun şehzade sancakları arasında bulunan Amasya’da bu sikkeler, Amasya Müzesi’nde muhafaza edilmektedir. Müzede Antik Dönem’den İslami Dönem’e kadar yaklaşık 13.000 adet sikke yer almaktadır. Sikkelerden 3460 adedi Osmanlı Dönemi adına kayıtlıdır. Çalışmamıza 3460 adet Osmanlı sikkesi arasından seçilmiş, XIV-XX. yüzyıl arasına tarihlenen 24 farklı Osmanlı sultanına ait 24 adet sikke dâhil edilmiştir. Sikkeler seçilirken her birinin farklı dönem olmasına ve zaman içinde çok fazla tahrip olmamasına dikkat edilmiştir. Bu sikkelerin transkripsiyonu yapılarak ayrıntılı şekilde incelenmesi, çözümlenerek açıklanması başta sanat tarihi olmak üzere birçok bilim dalı açısından önem arz etmektedir. Ayrıca Osmanlı sultanları adına darp edilmiş sikkelerin değişim, gelişim çizgisini kronolojik ve kesintisiz olarak izleyebilmek Amasya Müzesi ölçeğinde mümkün hale gelecektir.
In ancient times, people lived in small communities and didn't need any object to use as currency, as they spent their lives hunting and gathering. Over time, developments in life have necessitated innovations in people's needs. Depending on geographical and climatic factors, they tried to address their deficiencies in their living areas through bartering. Items such as grain, tobacco, seashells, fish, sugar, rice, horses, nails, fur, etc., were used as a medium of exchange. However, due to the difficulty of using barter transactions, there was a need for a tool that would allow for faster transactions. Therefore, objects made from easily accessible gold, silver, and copper mines such as shovels, axes, rings, earrings, and bracelets were used as a means of trade. With the emergence of coins replacing transactions made with different objects, diversity disappeared. Thus, both time was saved and the opportunity to transact with a universally accepted standard payment instrument was found.
Minting coins has been one of the fundamental elements of being an independent state since ancient times. Especially in the territories conquered in Islamic regions, minting coins and reciting sermons, a tradition in Islam, was considered a sign of sovereignty. Every sultan who ascended the throne wanted to prove that the lands were under his protection by minting coins in his name. Coins, used to meet people's needs and to continue their social lives more comfortably, have been a material and spiritual reflection of civilizations. With their inscriptions, dates, materials, and decorative features, they represent the economic, social, religious, and cultural structure of their time. Through coins, it becomes possible to understand a state's independence, its rulers, economy, technological structure, minting centers, areas of expansion, types of script, languages, religions, artistic styles, and cultural characteristics. From this perspective, coins, acting as witnesses of the era, play a bridging role in conveying information about ancient civilizations in their original form due to their durability, allowing their unique insights to reach us today.
The practice of minting coins, symbolizing independence, continued for 623 years in the Ottoman Empire, which evolved from a small emirate to a state and then to an empire. The economic life of such a vast empire, spread across a wide geography, paralleled its political power. The Ottoman sultans were aware that maintaining a strong political and economic structure was essential to sustain the state. They established numerous mints in prominent trade and urban centers, as well as near important mines, in regions such as Istanbul, Anatolia, the Balkans, and North Africa, to mint coins in their own names. The coins minted during this period, with their details, were considered as representatives of the developments the Ottoman Empire experienced in economic, political, cultural, and diplomatic realms, as well as of the significant figures of the era. In this context, the coins minted by sultans in various geographical regions of the powerful and multicultural Ottoman Empire are of great importance to the science of numismatics.
Amasya has a rich cultural history with deep roots. Throughout history, it has hosted many civilizations, leaving behind a legacy of artifacts ranging from architecture to handicrafts. Among these artifacts are coins. As one of the princely districts of the Ottoman Empire, Amasya houses these coins, preserved in the Amasya Museum. The museum holds approximately 13,000 coins from the Ancient to the Islamic periods, with 3,460 coins registered from the Ottoman era. For our study, 24 coins belonging to 24 different Ottoman sultans, dated between the 14th and 20th centuries, were selected from these 3,460 Ottoman coins. Care was taken to select coins from different periods and those that were not heavily damaged over time. Transcribing and meticulously examining these coins holds significance for various fields of study, particularly art history, as they provide insights into the evolution and development of Ottoman coinage. Additionally, by studying coins minted under Ottoman sultans, it will be possible to trace their chronological and uninterrupted progression, thereby enriching the scope of the Amasya Museum.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Sanatında Güzel Sanatlar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 11 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 19 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 22 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.