Öğrenme, bizzat bireyin kendi etkinliğiyle gerçekleştiği için duygusal bir boyut taşır. Öğrenen bireyin içerisinde bulunduğu ruh hali onun öğrenmesini kolaylaştıran veya zorlaştıran en önemli etkenlerden biridir. Öğretim düzeyinde öğrenmenin duygu boyutunun dikkate alınması eğitim aktörlerinin (öğreten/öğrenen) işini önemli düzeyde kolaylaştırabilir.
Biz bu çalışmamızda yabancı dil öğretiminde işbirliğine dayalı öğrenme modeli çerçevesinde sınıf içerisinde grupların oluşturulmasına yönelik psikolinguistik temelli bir modelin uygulanmasının öğrenen üzerindeki etkilerini, öğrenme olgusu açısından yararlarını betimsel bir yaklaşımla ele almayı ve bazı öneriler sunmayı amaçlamaktayız.
İster anadil edinimi ister yabancı dil öğrenimi/öğretimi söz konusu olsun bir doğal dili öğrenme diğer disiplinlerde olduğundan daha fazla karşılıklı etkileşimleri zorunlu kılar. Yabancı dil öğretiminde işbirlikli öğrenme modelleri öğrenenlere etkileşimde bulunma fırsatları sunar. Bu etkileşimin sağlıklı olabilmesi için işbirliğine dayalı öğrenme yönteminde akademik bilgi düzeyinden ziyade sosyal ilişkiler düzeyinin göz önünde bulundurulması özellikle öğrenenler için oldukça verimli sonuçlar yaratabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Özgün Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Şubat 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (Amasya Education Journal)