Kişileştirme: Bir şeyin, yerin ya da soyut bir kavramın kişiler gibi davrandırma, canlandırma sanatıdır. Bu kavram Roma Dönemi’ne has bir kavram değildir. Roma sanatında Yunan sanatının etkisinde gelişim gösteren kişileştirmeleri sanatsal bir öge olarak tercih edilmesini genellikle İmparatorluk Döneminde görmekteyiz. Bunun en önemli sebebi imparatorluk rejimine ve imparatorluk kültüne meşruiyet kazandırmaktır. Kökeni Mısır ve Mezopotamya’ya kadar gitmekte olan mevsim ikonografisiyle ilgili “Mul Apin” adlı tablet serisinde bahsedildiği görülmektedir. Bu tabletlere göre Enlil, Anu, Ea ve Anu’ya mitolojik görev ve yetki alanlarında aynı zamanda mevsimlerin birer kişileştirmesi rolü de verilmiş oldu. Mısır kaynaklarında üç mevsim (Akhet, Proyet ve Shomu), Antik Yunanda ise, başlangıçta iki mevsim bulunmaktadır. Bunlar: Persophone’nin yeraltı dünyasından dönmesiyle ilkbahar mevsimi olarak değerlendirilen Thallo ve Persophone’nin yer altı dünyasına dönmesiyle altı aylık bir kış mevsimi olarak değerlendirilen Carpo’dur. Roma İmparatorluk Dönemi sanatında ise, Phthinophoron, Cheimon, Theros ve Eiar olmak üzere dört mevsiminde kişileştirmesini görmekteyiz. Bu dönem sanatında mevsim kişileştirmelerinin yaygın kullanımının nedenleri ve bu kişileştirmelere yüklenen ikonografik anlamların irdelenmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. İnsanların ve sanatçıların tanrılar ve doğa ile ilgili düşüncelerinin değişmesi mevsim kişileştirmelerine olan ilgiyi artırmıştır. Roma İmparatorluk Dönemi sanatında çok yaygın bir kullanım alanı bulan mevsim kişileştirmeleri kadın ya da erkek olarak tasvir edilmiş cinssiz figürler, bitkiler ya da hayvanlarla kombine edilerek veya tek başlarına çeşitli atribütlerle betimlenmişlerdir. Bu tarz betimlemelerini genellikle de mozaik ve lahitler üzerinde görmekteyiz. Mevsim kişileştirmeleri incelendiğinde her mevsimi sürekli temsil eden bir cinsiyet ya da belirli bir figürün olmadığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle mevsim kişileştirmelerinin daha net tanımlanması için her mevsimin kendine özgü imgelerinin de irdelenmesini gerektirmektedir.
Personification: İt is the art of making a thing, place or Abstract concept behave like a person. In Roman art, we generally see the preference for personification as an artistic element, which developed under the influence of Greek art, during the Imperial Period. It is mentioned in the tablet series called “Mul Apin” regarding seasonal iconography, the origins of which go back to Egypt and Mesopotamia. According to these tablets; Enlil, Anu, Ea and Anu were also given the role of personification of the seasons in their mytological duties and authorities. In Egyptian sources, there are three seasons (Akhet, Proyet and Shomu),while in Ancient Greece, there are initially two seasons. These seasons are: Thallo which is considered the spring season when Persophone returns from the underworld and Carpo which is considered the six month winter season when Persophone returns to the underworld. In the art of the Roman Imperial Period, we see the personification of the four seasons: Phthinophoron, Cheimon, Theros and Eiar. The purpose of the study is to examine the reasons fort he widespread use of season personifications in the art of this period and the iconographic meanings attributed to these personifications. As people and artist’ ideas about gods and natüre changed, interest in seasonal personifications increased. Season personifications, which were widely used in the art of the Roman Imperial Period, were depicted as asexual figures, male or female, combined with plants or animals, or alone with various attributes. We usually see these types of depictions on mosaics and sarcophagi. When season personifications were examined, it was observed that there was no gender or specific figüre that consistently represented each season. Therefore, in order to define seasonal personifications more clearly, the unique images of each season must also be examined.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Greek and Roman Period Archeology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2024 |
Submission Date | August 5, 2024 |
Acceptance Date | September 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 4 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License