Bu çalışma kapsamında erken modern dönem filozofu Mary Astell’in yaşamı, eserleri ve filozof üzerine yapılan çalışmalar ışığında Astell’in birey, toplum ve iktidar anlayışı incelenmiştir. Böylece ilk İngiliz feminist olarak adlandırılan Astell’in siyasi düşünceler tarihi içindeki yerini, önemini ve bugüne bıraktığı mirasını ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Astell’in yaşamında önemli dönüm noktaları esas alınarak 17 ve 18. yüzyıl İngiltere’sinin toplumsal ve siyasi yapısı incelenmiş ve bunun Astell’in düşüncesine yansımaları değerlendirilmiştir. Filozofun Kilise’ye bağlılığı, muhafazakârlık savunusu ve feminizmin ilk argümanlarını ortaya koyması, onu özgün kılan temel husus olarak görülmektedir. Bu noktada Astell’in siyasi iktidar analizinde ön plana çıkan üç mesele olduğu belirtilebilir. İlk ikisi, modernleşmeyle birlikte yükselişe geçen farazi bir kişi olarak tüzel kişilik ve sözleşmecilik düşünceleridir. Üçüncüsü ise bu iki modern kavrama aktarılan geleneksel ataerkilliğin modernleşmeyle aldığı görünümdür. Bu bağlamda Astell, evlilik sözleşmesinin kadınlar bakımından nasıl bir tahakküm ilişkisi yarattığını göstererek, çağının yaygın kanısı evlilik sözleşmesi-toplum sözleşmesi benzerliğinden hareketle liberalizme meydan okumaktadır.
This study examines the early modern philosopher Mary Astell’s understanding of the individual, society and power in the light of her life, her corpus and studies about the philosopher. Thus, it is aimed to reveal the significance and legacy of Astell, who is called the first English feminist, in the history of political thought. For this purpose, the social and political structure of 17th and 18th century England was analyzed based on the important turning points in Astell’s life and its reflections on Astell’s thought were evaluated. The philosopher’s handling of conflicting views, such as her devotion to the Church and her defense of conservatism, and her presentation of the first arguments of feminism, is seen as the main point that makes her philosophy unique. At this point, it can be stated that there are three issues that stand out in Astell’s analysis of political power. Two of them are the ideas of persona ficta (fictive person) and contractualism, which have been on the rise with modernization. The third is the appearance that traditional patriarchy, which is transferred to these two modern concepts, takes with modernization. In this context, Astell challenges liberalism by showing how the marriage contract creates a relationship of domination for women, based on the common belief of her time, the analogy between the marriage contract and the social contract.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Legal Theory, Jurisprudence and Legal Interpretation, Law and Humanities, Law, Gender and Sexuality, Law in Context (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2024 |
Submission Date | May 15, 2024 |
Acceptance Date | June 16, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: 2 |