Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, Balkan Yarımadası'nda birçok etnojenite ve ulusal hareket meydana geldi ve ulus devletlerin oluşumuna yol açıldı. Bununla birlikte, aynı zamanda, yerel kadın hareketleri, her biri farklı bir ulusal işaretle ortaya çıkıyor. Böylece kadınların, siyasi koşullara bağlı olarak, örgütlenmeye ve haklarını talep etmeye çalıştıklarını gözlemliyoruz. Bu vakalar arasında Fatma Aliye ve Kalliopi Kehayia bulunmaktadır. Her ikisi de kamusal söylemleriyle diğer kadınları kadın hareketine çekmeye ve sahiplenmeye çalışıyor. Dolayısıyla, kamusal söylemlerinin etkisi ve gücü ile bazı önemli farklılıklar vardır. Bu farklılıkların yanı sıra benzerlikler, bu makale Yunan ve Yeni-Osmanlı kadın hareketinin iddialarını özetlemeye ve daha spesifik olarak karşılaştırmaya çalışmaktadır.
During the late Ottoman Empire, many ethnogenesities and national movements took place throughout the Balkan Peninsula, leading to the formation of nation states. At the same time, however, local women's movements are unfolding with a different national sign, each of them. Thus, we observe that women, depending on political circumstances, try to organize and claim their rights. These cases include Calliope Kehaya and Fatma Aliye. Both of them try to claim and draw other women into the women's movement through their public discourse. So there are some significant differences with the influence and power of their public discourse. These differences, but also the similarities, this article tries to outline and more specifically to compare the claims of the Greek and neo-Ottoman women's movement.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkic Languages and Literatures (Other), World Languages, Literature and Culture (Other) |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | July 22, 2023 |
Submission Date | June 15, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |