Amaç: Elastofibroma dorsi (ED) nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastalar değerlendirildi.
Çalışma planı: Çalışmaya ED tanısı konan ve yakınmaların sürmesi nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 13 hasta (11 kadın, 2 erkek; ort. yaş 54; dağılım 43-74) alındı. Altı hastada sağ, beş hastada sol ve iki hastada iki taraflı tutulum vardı. Tüm hastalarda, omzun öne fleksiyon ve adduksiyon hareketleri sırasında kitle skapula alt köşesinde görünür hale gelmekteydi. Dokuz hastada sırtta şişlik ve ağrı, dördünde ise omuz hareketleri ile oluşan atlama hissi ve omuz ağrısı yakınması vardı. Tanı 10 hastada manyetik rezonans görüntüleme, üç hastada ise bilgisayarlı tomografi ile kondu; hiçbir hastaya tanı amaçlı biyopsi uygulanmadı. Cerrahi tedavi olarak, tüm hastalarda marjinal sınırlarda tümör eksizyonu yapıldı. Hastalar, ameliyat sonrası dönemde nüks açısından ultrasonografi ile değerlendirildi. Ortalama takip süresi 32 ay (dağılım 8-90 ay) idi.
Sonuçlar: Tümörlerin hepsi, skapula alt köşesinde, serratus anterior, romboid ve latissimus dorsi kasları arasında, toraks duvarına yapışık bulundu. Çıkarılan kitlelerin ortalama büyüklüğü 9x6x3 cm (dağılım 5x3x1-14x8x3 cm) idi. Tanı bütün hastalarda histopatolojik olarak doğrulandı. Tüm hastalarda ana yakınmalar geriledi. Cerrahi sonrasında dört hastada hematom görüldü. Bu hastalar cerrahi girişime gerek kalmadan iyileşti. Hiçbir hastada nüks görülmedi.
Çıkarımlar: Elastofibroma dorsi, klinik olarak az rastlandığı için omuzla ilgili yakınmalarda tanı olarak düşünülmelidir. Yakınmaları olan hastalarda, tümörü marjinal sınırlarda çıkarmak yeterlidir.
Objectives: We evaluated patients who underwent surgical treatment for elastofibroma dorsi (ED).
Methods: The study included 13 patients (11 women, 2 men; mean age 54 years; range 43 to 74 years) who were treated surgically for ED that caused persistent symptoms. Involvement was on the right in six patients, on the left in five patients, and bilateral in two patients. All the patients presented with a mass lesion that became apparent at the lower corner of the scapula on shoulder flexion and adduction. The complaints were swelling and pain on the back in nine patients, and a snapping sound on shoulder movements together with pain in four patients. Diagnosis of ED was made by magnetic resonance imaging (n=10) and computed tomography (n=3), with no utilization of preoperative biopsy. Marginal tumor excision was performed in all cases. Evaluation for recurrence was made by ultrasonography. The mean follow-up period was 32 months (range 8 to 90 months).
Results: All the masses were located at the inferior corner of the scapula, with adherence to the thorax between the serratus anterior, rhomboid, and latissimus dorsi muscles. The mean size of the surgical specimens was 9x6x3 cm (range 5x3x1 to 14x8x3 cm). Clinical diagnosis was confirmed by histopathologic examination in all cases. All major complaints resolved after surgery. Hematoma occurred in four cases postoperatively, but resolved without the need for surgical intervention. No recurrence was observed.
Conclusion: Even though ED is a rare clinic entity, it should be recalled while evaluating shoulder pathologies. Marginal excision is adequate for the treatment of patients with sustaining complaints.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 43 Issue: 5 |