Amaç: Çalışmamızda dorsal ve volar perkütan tespit yöntemiyle tedavi edilen akut skafoid kırıklı hastalarda klinik ve fonksiyonel sonuçların karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Çalışma planı: 2000-2009 yılları arasında perkütan vida tespiti tekniğiyle ameliyat edilen 26 hastanın (24 erkek, 2 kadın; ortalama yaş: 33.1) 27 akut skafoid kırığı geriye dönük olarak değerlendirildi. Kırıklardan 13’ü dorsal girişim grubunda, 14’ü ise volar girişim grubunda yer aldı. Hastaların el bileği splinti ameliyattan 10 gün sonra çıkartılarak el bileği egzersizlerine başlandı. Çimdikleme ve kavrama güçleri, eklem hareket genişlikleri ölçümleri karşı bileklerle karşılaştırılarak değerlendirildi. Fonksiyonel değerlendirme için hasta merkezli el bileği değerlendirmesi (HMED) ve Mayo el bileği skorlama sistemi kullanıldı.
Bulgular: Herbert ve Fisher sınıflandırmasına göre dorsal yaklaşım grubundaki hastaların 9’u B2, 3’ü B3, 1’i B1; volar yaklaşım grubundaki hastaların 12’si B2 ve 2’si B1 tipi kırığa sahipti. Çalışma içinde değerlendirilen tüm kırıklar kaynadı. Fonksiyonel ve klinik sonuçların gruplar arası karşılaştırmasında istatistiksel olarak anlamlı bir farka rastlanmadı (p>0.05). Hastalar yaralanma öncesi işlerine ortalama 4.2 hafta içinde döndüler ve bu sürelerin karşılaştırılmasında da iki grup arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.437). Karşı tarafla karşılaştırıldığında her iki grupta da bilek fleksiyon derecelerinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p=0.009). Bir hastada lokal ağrı nedeniyle vida çıkarılırken, bir hastada skafotrapezoid eklemde asemptomatik vida başı çıkımı vardı.
Çıkarımlar: B tipi skafoid kırıklarının perkütan vida tespitinde cerrahi yaklaşım metodundaki farklılık klinik ve fonksiyonel sonuçları etkilememektedir. Perkütan tespit erken eklem hareketine izin veren ve hasta memnuniyeti sağlayan, güvenle uygulanabilecek tedavi yöntemlerinden biridir.
Objective: In this study, we aimed to compare the clinical and functional results of patients treated with dorsal or volar percutaneous screw fixation for acute scaphoid fractures.
Methods: We retrospectively evaluated 27 wrists of 26 patients (24 males, 2 females; mean age: 33.1 years) who underwent dorsal or volar percutaneous screw fixation for acute scaphoid fractures between 2000 and 2009. The dorsal approach group contained 13 wrists and the volar approach group 14 wrists. Splint was removed and wrist exercises initiated on the 10th postoperative day. Pinch power, grip power and range of motion were evaluated using the contralateral wrist as controls. Functional evaluation was performed using the patient-rated wrist evaluation score (PRWE) and Mayo wrist scoring system.
Results: According to the Herbert and Fisher’s classification system there were 9 B2, 3 B3 and 1 B1 fractures in the dorsal approach group, and 12 B2 and 2 B1 fractures in the volar approach group. Fracture union was achieved in all patients. There was no significant difference between the two groups according to functional and clinical results (p>0.05). All patients returned to their jobs in an average of 4.2 weeks and there was no significant difference between the groups (p=0.437). Wrist flexion was significantly better in the control wrists in both groups (p=0.009). In one patient, the screw was removed due to ongoing pain and asymptomatic screw head displacement in the scaphotrapezoid joint was detected in another.
Conclusion: The surgical approach does not affect the clinical and functional outcomes in percutaneous screw fixation of Type B scaphoid fractures. Percutaneous fixation is a valuable treatment method for Type B scaphoid fractures as it enables early wrist motion and high patient satisfaction.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 46 Issue: 5 |