Kent, gelişen ve değişen dinamik bir yaşam mekânıdır. İnsandan etkilendiği kadar insanı etkiler de. Tarih içerisinde farklı biçimlere bürünen, farklı yönleriyle dikkat çeken kentler, günümüzde en büyük kırılma noktalarından birini yaşamaktadır. Yarattığı yeni yaşam tarzına uyum sağlayabilmeleri için, yaşam alanı sunduğu insanların davranışlarını etkileyen, onları kentlileştirerek değiştiren yerlerdir. Kentlileşme sosyal bir olgu olarak insanları kentin sunduğu davranışları özümsemeye, kent hayatının getirdiklerini kabul etmeye itmiştir. Kentler, kişilikte bölünmelere, farklı sosyal gruplara katılım sonucu kazanılan farklı rollere, güvensizlik duygusuna, karmaşaya ve hıza, para ekonomisinin niteliksizleştirdiği ve değersizleştirdiği yaşama, doğaldan, yabandan kopmaya neden olmuş ve sokaklarını şizoid karakterlerle doldurmaya başlamıştır. Toplumdan, toplumsal birlikten kaçan, diğer insanlarla iletişim kurmaktan çekinen ve çoğu zaman bunu istese de imkân bulamayan kentli insanlar bir nevi çağın deliliğine kapılmış, kendi benliklerine sıkışmış, sıkıştırılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 18 |
Akademi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.