Until now, the Constitutional Court has decided 28 individual applications about freedom of religion and conscience up to the present. Seven of these applications received a violation decision, one received a non-violation decision, and the remaining received an inadmissibility decision. The Constitutional Court’s grounds for considering alleged violations of freedom of religion and conscience in the context of individual applications are identical to those used by the ECtHR. First and foremost, the Court considers whether there is an infringement of a right protected under the freedom of religion and conscience. In the event of such an interference, the Court assesses its legality, legitimacy, and compliance with democratic standards within the scope of Article 13 of the Constitution. If The Court finds that the interference does not provide the legality criteria, it gives a violation decision about the application without considering the other criteria.
The Constitutional Court states that the Constitution does not envisage any prohibition other than paragraph 5 of Article 24 of the Constitution as the norm area of freedom to manifest religion or belief. The fact that there is no restraint on religious expression other than this prohibition, according to the Court, does not entail that the freedom to manifest religion cannot be restrained in any way other than this article. The boundaries of freedom of religion and conscience can be found in the fundamental rights and freedoms of persons or constitutional principles, according to the interpretation rule established by Article 14 of the Constitution. Ultimately, the Constitutional Court, in its decisions on freedom of religion and conscience, draws a great deal of parallelism with international law by referring to international conventions and international court decisions.
Anayasa Mahkemesi bugüne kadar 28 bireysel başvuruyu din ve vicdan hürriyeti kapsamında görerek karara bağlamıştır. Bu başvurulardan 7’si hakkında ihlal kararı, 1’i hakkında ihlal olmadığı kararı ve kalanlar hakkında da kabul edilemezlik kararı verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki din ve vicdan hürriyetine ilişkin ihlal iddialarını inceleme ölçütleri, AİHM’in takip ettiği ölçütler ile aynıdır. Mahkeme, öncelikle, din ve vicdan hürriyeti kapsamında korunan bir hakka yönelik bir müdahalenin olup olmadığını inceler. Böyle bir müdahalenin varlığı halinde, Mahkeme, Anayasa’nın 13’üncü maddesi kapsamında sırasıyla kanunilik, meşru amaç ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk bakımından değerlendirme yapar. Mahkeme, müdahalenin kanunilik kriterini sağlamadığı kanaatine ulaşırsa diğer kriterleri değerlendirmeksizin başvuru hakkında ihlal kararı verir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın, din veya inancı açığa vurma hürriyetinin norm alanı olarak Anayasa m. 24/f.5 dışında bir yasak öngörülmediğini belirtir. Ancak, Mahkemeye göre dini dışa vurma açısından bu yasak dışında bir sınır öngörülmemesi, dini açığa vurma hürriyetinin bu madde dışında hiçbir şekilde sınırlandırılamaması anlamına gelmez. Anayasa’nın 14’üncü maddesinin getirdiği yorum kuralı doğrultusunda, din ve vicdan hürriyetinin sınırları, bireylerin temel hak ve hürriyetlerinde veya anayasal ilkelerde bulunabilir. Nihayette, Anayasa Mahkemesi, din ve vicdan hürriyeti ile ilgili kararlarında, uluslararası sözleşmelere ve uluslararası mahkeme kararlarına atıfta bulunarak uluslararası hukuk ile büyük ölçüde bir paralellik ortaya koymaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 20, 2022 |
Submission Date | February 4, 2022 |
Acceptance Date | April 13, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |
ASBÜ Hukuk Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.