Belirli bir zaman
diliminde bir portföyün değerinde meydana gelebilecek en büyük kaybın
belirlenmesi işletmeler ve yatırımcılar açısından büyük bir öneme sahiptir. Finansal
piyasalardaki hızlı büyüme ve küreselleşme olgularıyla beraber risk yönetimi
ciddi bir konu haline gelmiştir. Son yıllarda geliştirilen risk ölçüm
yöntemlerinin en önemlilerinden birisi Riske Maruz Değer (RMD) yöntemidir. Bu
çalışmada, BIST 30 endeksi içerisinde yer alan 5 şirketin hisse senetlerinden
oluşan 100,000 TL tutarındaki varsayımsal bir portföy 2015, 2016 ve 2017
yılları için sabit varyans esasına dayanan RMD tekniklerinden Parametrik,
Tarihsel Simülasyon ve Monte Carlo Simülasyonu yöntemleri ile incelenmiştir.
Elde edilen sonuçlara göre en küçük RMD tutarı, geçmiş koşulların gelecekte de
geçerli olacağına dayanan ve serilerin istatistiksel dağılımları ile ilgili
herhangi bir varsayımda bulunmayan Tarihsel Simülasyon yöntemi ile elde
edilmiştir. Geriye dönük test kapsamında uygulanan Z Testi, her üç yıl için de
Parametrik yöntemin uygun olduğunu işaret ederken, sapma zamanları arasındaki
bağımlılığı dikkate alan Karma Kupiec Testi yöntemin yalnızca 2017 yılı için
uygun olmadığı sonucunu ortaya koymaktadır.
Determining the maximum loss that occurs in the value of a portfolio
in a given period of time has a great importance in terms of firms and investors.
Risk management has become a serious issue with the rapid growth in financial
markets and globalization phenomena. One of the most important risk measurement
methods developed in recent years is the Value at Risk (VaR) method. In this
study, a hypothetical portfolio amounting to 100,000 TL consisting of the
shares of 5 companies in the BIST 30 index was analyzed by Parametric, Historical
Simulation and Monte Carlo Simulation methods from VaR techniques based on
constant variance for 2015, 2016 and 2017 years. According to the results, the
smallest amount of VaR is obtained by the Historical Simulation method which
does not have any assumptions about the statistical distributions of the series
and based on past conditions to be valid in the future. Z Test which is used
for backtesting indicates that the parametric method has been appropriate for
all three years, while the Mixed Kupiec Test, which takes into account the
dependence between the deviation times, reveals that the method is not suitable
only for 2017.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 6 Issue: 1 |