Antik dönemin hâkim skolastik düşünce yapısından 19. yüzyılın erken
dönem modernist ve avangart sanat üsluplarının ortaya çıktığı döneme kadar,
sanatçı ve siyasal erk arasında karşılıklı bir arz talep ilişkisinin olduğu, bu
çalışmada detaylandırılmaya çalışılmıştır. Bu olgunun göstergeleri Erken
Rönesans’tan itibaren ortaya çıktığını ve Fransız İhtilali ile en üst seviyede
temsil edilerek yavaş yavaş etkisini yitirdiğini görüyoruz. Farklı sanat
üslupları çerçevesinde sanatçının toplumsal kültüre kazandırdığı eserler,
elbette salt kültürel birikim oluşturma hedefiyle hareket edilerek oluşmuş bir
şey değildir. Her dönemin siyasal ve dini erkin sanatçıya yüklediği rol ve
görev sayesinde kendiliğinden oluşan bir sanat piyasası olgusunun ve buna bağlı
olarak gücü elinde tutan siyasal erkin çoğunlukla sanatçıyı yönlendirmesi ve
himayesi altına almasıyla oluşan bir durum olduğu gerçeğidir. Bu gerçeklikle
beraber ortaya çıkan “iktidarın sanatı” kavramı bir sorunsal haline dönüşerek
bu çalışmanın temel yapı taşını oluşturur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 3 |