İstihbarat,
kadim dönemlerden bu yana devletlerin varlıklarını sürdürebilmeleri için hayati
öneme sahip bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. İstihbarat, birçok insan için
korkulan, uzak durulması gereken bir husus olarak görülmekte ve
değerlendirilmektedir. İstihbarat, gerek insanlar arası gerek devletler arası
ilişkilerde perdenin görünmeyen yüzünde her daim varlığını sürdüren bir disiplindir.
Kavram, ilk insanın ortaya çıktığı zamandan itibaren var olsa da, bir bilim
dalı/disiplin olarak incelenmesi henüz yenidir. İstihbarat alanında başlayan bu
inceleme, istihbaratı oluşturan ve onunda eşdeğer öneme sahip diğer kavramların
da incelenebilmesinin önünü açmıştır. Bu bağlamda ele alınması gereken
kavramlardan biri istihbarata karşı koyma (kontrespiyonaj, karşı istihbarat)
kavramıdır.
İstihbarata
karşı koyma, en anlaşılır şekliyle, istihbari faaliyetler yürütülen bir
ülkenin, ilgili faaliyetleri engellemek ve savuşturmak için yaptığı faaliyetler
bütünüdür. Bir ülkenin hayatta kalabilmesi, geleceğe yönelik planlarını
gerçekleştirebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini sağlayabilmesi, iyi bir
kontrespiyonaj yapılanmasına sahip olmasıyla mümkündür. Bu bağlamda
kontrespiyonaj, ulusal güvenlik kavramıyla yakından ilişkilidir. Ulusal
güvenliğin temel ilkelerini hayata geçirebilmek, kontrespiyonajın temel
ilkelerini işlevsel olarak uygulayabilmek ile mümkün olmaktadır.
Çalışmanın
amacı, istihbarata karşı koyma kavramının ulusal güvenlik kavramıyla ne denli
bir ilişkisi olduğunu gözler önüne sermektir. Bu bağlamda birinci bölümde
istihbarat ve karşı istihbarat kavramları ele alınmış, ikinci bölümde ulusal
güvenlik kavramı teorik olarak incelenmiş ve üçüncü bölümde ise istihbarata
karşı koymanın ulusal güvenlik bağlamında etkisi incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 8 |