Mankind has always felt the need to live happily and safely in any society. Such a society has been the subject of many thinkers and has been written and drawn. But what is important here is how ideal states seek sovereignty. Who should be the dominant force for the advancement and management of a society for its own benefit? This question is witnessed by many thinkers in the ancient, medieval, new age and modern ages. We will only deal with the new age in this text. First, what is sovereignty? Where did the concept of sovereignty as origin come from? Who made the concept of sovereignty a system? We will try to find answers to your questions. Later on, in this era, the most important thinkers of the French thinker Jean Bodin (1530-1596), British thinker Thomas Hobbes (1588-1679), British thinker John Locke (1632-1704) and Swiss thinker Jean Jacques Rousseau (1712-1778) we will examine what the concept of sovereignty means, whether it is the state, society or individual that should be sovereign according to them, and the reasons, what should be the limits of sovereignty according to them, and what the grounds of legitimacy are based on.
İnsanoğlu mutlu ve güvenli bir şekilde herhangi bir toplumda yaşama ihtiyacını her daim hissetmiştir. Böylesine bir toplum birçok düşünürün kalemine konu olmuş, yazılmış ve çizilmiştir. Ancak burada asıl önemli olan nokta, ideal devletlerin nasıl bir egemenlik arayışı içerisinde olduğudur. Bir toplumun ilerlemesi ve kendi yararına yönetilmesi için egemen güç kim olmalıdır? İşte bu soruya ilkçağ, ortaçağ, yeniçağ ve yakınçağ da birçok düşünür tarafından farklı değerlendirmelerde bulunulduğuna tanık oluyoruz.
Biz ise bu metinde yalnızca yeniçağı ele alacağız. Önce, Egemenlik nedir? Köken olarak egemenlik kavramı nereden gelmiştir? Egemenlik kavramının sistem haline getirilmesi kim tarafından olmuştur? Sorularına yanıt bulmaya çalışacağız. Daha sonrasında ise, bu çağda en önemli dört düşünür üzerinden yani sırasıyla Fransız düşünür Jean Bodin (1530-1596), İngiliz düşünür Thomas Hobbes (1588-1679), İngiliz düşünür John Locke (1632-1704) ve İsviçreli düşünür Jean Jacques Rousseau’da (1712-1778) egemenlik kavramının ne anlam ifade ettiğini, onlara göre egemen olması gereken devlet mi, toplum mu, yoksa birey mi olduğu ve nedenleri, onlara göre egemenliğin sınırlarının ne olması gerektiği, meşruluk zeminlerinin neye dayandığı üzerine bir incelemede bulunacağız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 3, 2020 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 6 Issue: 12 |