India is one of the countries in which Turks have established great states throughout their history. Besides The Kushans and Hephthalites Aq-huns in pre-Islamic era, Ghaznavids in Islamic period, Delhi Turkish Sultans, Malwa Khaljis, Qutbshahis, Adilshahis and Baburids Mughal Empire are the Turkic states that are ruling in this geography. The Islamic conquests in India, which started with the conquest of Sind in the time of the Umayyads, did not make any significant progress during the Abbasids era. The Muslim Turks' entry into India with their full weight was on the seventeen expeditions of Sultan Gazneli Mahmud. These expeditions have laid the groundwork for the spread of Islam in India and have laid the foundations of the Turkish sovereignty, which will last for centuries in the region. The Muslim domination of the Ghaznavids in Punjab enabled the region to meet Islamic-Persian and Turkish culture before long. Ghorids, the inheritors of the Ghaznavids, from the second half of the century, the conquest of northern India led to the emergence of Muslim-Indian society in a true sense. In this dynasty, the brothers Giyāsuddin Muhammad and Shihābuddin Muizzuddin Muhammad invited poets, writers, sheikhs, and sufis, especially scholars, to their palaces and found them in benevolence and built madrasa, hankah, rebates and hospitals for them. The Delhi Sultanate has a special place in the history of India, continuing to expand the Ghazni and Ghorid conquest politics. Because they gathered all of India under Muslim ruling for the first time and guarded India from Mongol invasion. Delhi Turkish Sultans, however, owe their fame to world history not only to victory and conquest but also to the support given by science, culture and education. In this article we will examine the services of the Delhi Turkish Sultans to protect scholars and to develop science in this way
Türklerin tarihleri boyunca büyük devletler kurdukları ülkelerden biri de Hindistan’dır. İslâmiyet öncesi devirde Kuşanlar, Akhunlar yanında İslâmî dönemde Gazneliler, Delhi Türk Sultanları, Mâlve Halaçları, Kutubşâhîler, Adilşâhlar ve Babürlüler bu coğrafyada hüküm süren başlıca Türk devletleridir. Emevîler zamanında Sind’in fethiyle başlayan Hindistan’daki İslam fetihleri, Abbasiler devrinde önemli bir aşama kaydetmemişti. Müslüman Türkler’in Hindistan içlerine bütün ağırlıklarıyla girmeleri ise Sultan Gazneli Mahmud’un on yedi seferiyle oldu. Bu seferler, Hindistan’da İslâmiyet’in yayılmasına zemin hazırlamış ve bölgede yüzyıllarca sürecek Türk hâkimiyetinin temellerini atmıştır. Gazneliler’in Pencap’ta kurdukları Müslüman hâkimiyeti, bölgenin çok geçmeden İslâm-Fars ve Türk kültürü ile tanışmasını sağladı. Gazneliler’in bölgedeki mirasçıları olan Gurlular’ın XII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren kuzey Hindistan’ı fethetmeleri, gerçek anlamda Müslüman-Hint toplumunun ortaya çıkmasını sağladı. Bu hanedandan Gıyâseddin Muhammed ve Şihâbeddin Muizzeddin Muhammed kardeşler başta bilim adamları olmak üzere şair, edebiyatçı, şeyh ve sûfîleri saraylarına davet ve himaye etmişler, ihsanlarda bulunup onlar için medrese, hankah, ribât ve hastaneler yaptırmışlardır. Gazneli ve Gurlu fetih siyasetini genişleterek devam ettiren Delhi Sultanlığı’nın Hindistan tarihinde özel bir yeri bulunmaktadır. Çünkü onlar, bütün Hindistan’ı ilk kez Müslüman idaresi altında topladılar ve Hindistan’ı Moğol istilâsından korudular. Bununla birlikte Delhi Sultanları, dünya tarihindeki şöhretlerini yalnız zafer ve fetihlere değil bilim, kültür ve eğitime verdikleri desteğe de borçludurlar. Çalışmamızda Delhi Türk Sultanlarının bilginleri himaye etmeleri ve bu yolla bilimin gelişmesine hizmetlerini inceleyeceğiz
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | November 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 4 Issue: 11 |