Tarihin kadim medeniyetlerinden itibaren insanlığın harflere önem verdiği görülür. Onlar, kültür tarihimizin ortak hafızasının ögeleri olarak sanatkârlarımızın düşünce ve hayal dünyalarını da besler. Klâsik Türk edebiyatında, harflerin inanç ve ilimler, hurûfilik düşüncesi, falcılık, hurûf ilmi ve edebiyata yansımalar çerçevesinde malzeme olarak kullanıldığı görülür. Elif-nâmeler de bu kullanımlar arasında değerlendirilebilir. Kısaca, mısra ya da beyitlerinin ilk harfleri alt alta getirildiğinde elif harfinden ye harfine kadar alfabetik olarak sıralanan şiirler olarak tanımlayabileceğimiz elif-nâmeler, belâgat sanatı açısından söz hünerleri arasında yer alır. Türk edebiyatında, ilk örneğini XI. asırda Burkan muhitinde gördüğümüz elif-nâmelerin Anadolu sahasında kaleme alınmış ilk örneği ise Âşık Paşa’ya aittir. Bununla beraber edebiyat tarihimizde çok sayıda elif-nâmenin kaleme alındığı bilinmektedir. XVIII. asır şairlerinden Vasfî’nin eserinde de elif-nâme özelliği gösteren iki manzume kayıtlıdır. Çalışmanın giriş bölümünde klâsik Türk edebiyatında elif-nâme geleneği kısaca tanıtılmıştır. İnceleme bölümünde, öncelikle Vasfî’nin tarihî kişiliği hakkında bilgi verilmiş daha sonra iki elif-nâmesi şekil ve muhteva özellikleri bakımından incelenmiştir. Çalışmada, elif-nâmelerin metin tesisindeki yeri ve önemine dikkat çekmek, Vasfî’ye ait iki elif-nâme metnini inceleyerek edebiyat tarihi ve tür araştırmalarına katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 2 |