Etkin Piyasalar Hipotezi menkul kıymet piyasalarında fiyatların rassal bir şekilde oluştuğunu ve aynı zamanda piyasaya gelen tüm bilgilerin fiyatlara aynı anda yansıdığını savunmaktadır. Bir başka ifadeyle, yatırımcının fazladan bir bilgi ile anormal getiri elde etme imkanının ortadan kalktığını savunmaktadır. Diğer taraftan yatırımcıların irrasyonel hareket ettiğini savunan ve Etkin Piyasalar Hipotezi’ne ters düşen davranışsal finans bakış açısı, yatırımcı davranışlarının hisse senedi fiyatlarını etkilediği görüşünü ileri sürmektedir. Davranışsal bakış açısıyla, dini inanışların yatırım tercihlerinde rol oynadığı ve menkul kıymet fiyatlarında da bu hassasiyetlerin rolü olduğu iddia edilmektedir. Bu kapsamda, çalışma İslami hassasiyetler çerçevesinde oluşturulan Katılım 50 Endeksi’ne dahil olmanın veya bu endeksten çıkarılmanın hisse senedi getirileri üzerindeki etkisini ortaya koymayı amaçlanmıştır. Bu maksatla, Katılım 50 Endeksi’nin oluşturulduğu 2014 yılından 2020 yılına kadar tekrar değerlendirmeler de dikkate alınarak endekse giren 181, endeksten çıkarılan 184 ve ilk kez kote olan 49, totalde 414 şirket verisi Olay Çalışması yöntemiyle analiz edilmiştir. Sonuç olarak, Katılım 50 Endeksi’ne kote olmanın ya da endeks dışına çıkarılmanın etkisi olduğu görülmüş ve her iki durum içinde sıfır hipotezleri reddedilmiştir. Bu çerçevede, piyasanın yarı-güçlü formda etkin olmadığı iddia edilmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 8 Issue: 3 |