Hoca Ahmet Yesevî ve onun Dîvân-ı Hikmet adlı eseri Türk-İslâm Dünyasının din algısını şekillendiren önemli kaynaklardan biridir. Yesevî’nin İslâm anlayışı derin manalar taşır; insanı bütün yönleriyle kuşatır. Bu bağlamda onun din anlayışı madde ile manayı, akıl ile aşkı, ilim ile ameli, ibadet ile ihlası birleştiren bir içeriğe sahiptir. Bütün bunların özeti ise sade ve samimiyete dayanan bir din algısıdır. Hoca Ahmet Yesevî’nin âlim ve sûfî tiplemesine bakıldığında, özü ile sözü birbirine uyan, bildiklerini hayata geçiren ve adaletle hükmeden âlimler ile özünü hak yoluna koyup aşk ile Allah’ı zikreden sûfîler ilmin ve tasavvufun güzel örnekleridir. Öte yandan gerçek anlamda dini bilmeyen, manasını doğru anlamayan ama zahirde sarık ve cübbe takarak halkı aldatan sahte âlimler ile yine halk içinde itibar devşiren ve halkın malına göz diken sahte sûfîler de rollerinin kötü örnekleridir. Bu makalede Hoca Ahmet Yesevî’nin dindarlık algısı âlim ve sûfî tiplemesi üzerinden ortaya konacak ve bu anlayışın çağımızda ifade ettiği anlam çeşitli açılardan irdelenecektir. Bu incelemede varılan sonuçların günümüzün dini sorunları açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Çünkü modern medeniyetin araçsallaştırıcı mantığı Müslüman dünyayı da etkisi altına almıştır. Maalesef dinden beklenen olumlu davranışlar Müslümanların bireysel ve toplumsal yaşantısında yeterince ortaya çıkmamaktadır. Bunun önemli sebeplerinden biri de, dinin samimi bir şekilde içten bir yaşantı haline getirilememesidir. Din, gündelik menfaatlere, dünyevi beklentilere araç haline getirilmektedir. Bu sorunu aşmak için öncelikle toplumun hayatında dinin temsilcileri olarak görülen din adamlarının yaşantılarını düzene koyması gerekir. Çünkü toplumda rol model konumundaki insanlar her zaman önemlidir. İşte bu çalışmada âlim ve sûfî olarak bilinen din önderlerinin ideal tipleri ele alınmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 8 Issue: 3 |