İlk kez 1989 yılında Dünya Bankası tarafından kullanılan yönetişim kavramı, o tarihten bu yana oldukça ilgi görmüş ve yönetim kavramının birçok unsurunu değiştirerek ve yeni dünya düzenine uyarlayarak yönetim kavramına alternatif olmuş ve başta kamu yönetimi kurumları olmak üzere birçok kuruluşta kullanılmaya başlanmıştır. Yönetilenlerin hesap verebilir, şeffaf, denetlenen ve yaptıklarından sorumlu tutulan bir yönetim beklentisi çok eskilere dayansa da özellikle 1970'li yıllardan sonra oldukça baskın hale gelmiş ve yeni kamu yönetimi anlayışının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda yönetişim kavramı yerel yönetimler gibi kamu yönetimi kurumlarına yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu çaba günümüzde de devam etmektedir. Elbette yönetişim kavramı sadece kamu yönetiminin değil, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektörün, kar amacı gütmeyen kuruluşların ve çeşitli örgütlerin de yönetimde söz sahibi olmasını amaçlayan ve bunların da yönetimde önemli roller üstlenmesini, bürokrasi ve unsurlarının terk edilmesini savunan bir kavramdır. Sürdürülebilir kalkınma, kaynakların yönetilmesinde sadece günümüz toplumlarının mevcut ihtiyaçlarını değil, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da dikkate alan bir yaklaşımı temsil etmektedir. Bu terim ekonomik, çevresel ve sosyal alanları kapsar ve bireylerin çok yönlü gelişimi ile çevrenin korunması arasında bir denge kurmayı amaçlar. Bu çalışmada, sürdürülebilir kalkınma ve yönetişim kavramları incelenecek ve sürdürülebilir kalkınma yaklaşımlarının yönetişim kavramı üzerindeki etkileri analiz edilecektir.
The concept of governance, which was first used by the World Bank in 1989, has attracted considerable attention since then and has become an alternative to the concept of management by changing many elements of the concept of management and adapting it to the new world order and has been used in many organisations, especially public administration institutions. Although the expectation of the governed for an accountable, transparent, audited and held responsible for their actions dates back to very old times, it has become quite dominant especially after the 1970s and has led to the emergence of the new public administration concept. As a result, the concept of governance has been tried to be embedded in public administration institutions such as local governments. This endeavour continues today. Of course, the concept of governance is a concept that aims not only public administration but also civil society organisations, the private sector, non-profit organisations and various organisations to have a say in the administration and advocates that these should also play important roles in the administration and that bureaucracy and its elements should be abandoned. Sustainable development represents an approach to managing resources that takes into account not only the current needs of present societies but also the needs of future generations. The term encompasses the economic, environmental and social spheres and aims to strike a balance between the all-round development of individuals and the protection of the environment. In this study, the concepts of sustainable development and governance will be examined and the effects of sustainable development approaches on the concept of governance will be analysed.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ekoloji, Sürdürülebilirlik ve Enerji, Kamu Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2025 |
Gönderilme Tarihi | 8 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 3 Nisan 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: 2 |