The identity of cities is being reshaped in
line with the changing and developing science, industry
and communication technologies. These changes and developments being
experienced over the recent years have caused a lot of treasures that have
significant artistic or historical importance either to be forgotten entirely
(by being transformed) or to lose their functionality and be left behind time.
Mardin which is one of the oldest cities of the region it is located in is a
city that welcomes a wide range of religious and ethnic components, where
different groups of ethnicities live together and where culture and art
intertwined together.
Assyrians living in Mardin have especially
been successful at architecture and architectural ornaments and also at
handicrafts such as jewellery. Another traditional form of art they have been
good at on the other hand is block printing. The block printing is referred to
as “hetmo” by the Assyrians. The phrase “block printing” is used to refer to
printing made with an impress or figures drawn using a brush mostly on cotton
fabrics. Abandoning the traditions rapidly and not attaching traditional arts
the significance that they deserve play a great role in block printing which is
a form of folk art from Anatolia losing its influence today. However, it is
observed that the foundations of contemporary or modern arts rely and practice
upon traditional arts. In this study, having discussed the art of block
printing and introducing the last representative of Assyrian block printing;
Miksiye Nasra Simmes Hindi, the significance of this culture in terms of
traditional arts is pointed out. Field study, source person interviews and
literature screening techniques are used within the scope of our methodology in
this study. Assyrian
art of block printing and its latest representative have been documented with
the photographs of Miksiye Nasra Simmes Hindi who was the latest representative
of the art of block printing which were taken back when she was alive and also
with the photographs of her workshop taken after her death.
Bir kentin kimliği, değişen ve
gelişen bilim, sanayi ve iletişim teknolojileri doğrultusunda yeniden şekillenmektedir. Son yıllarda
yaşanan bu değişim ve gelişimler kültürel, sanatsal değeri olan tarihi öneme
sahip birçok geleneksel değeri ya ortadan kaldırmış (dönüşüme uğratmış) ya da
işlevselliğinin yitirilmesinde ve çağın gerisinde kalmasına neden olmuştur.
Bulunduğu bölgenin en eski şehirlerinden biri olan Mardin; dinsel ve etnik
açıdan çeşitli unsurları bünyesinde barındıran, farklı etnik grupların bir
arada yaşadığı, kültür ve sanatın iç içe geçtiği tarihi bir şehirdir.
Mardin’de yaşayan Süryaniler özellikle
kuyumculuk gibi el sanatlarında, mimaride ve mimari süslemeciliğinde başarılı
olmuşlardır Başarılı oldukları bir diğer geleneksel sanat ise yazmacılıktır.
Süryanilerde yazmacılık “hetmo” kelimesi ile ifade edilmektedir. Çoğunlukla
pamuklu kumaşlar üzerine fırça ile çizilen desenleri veya kalıp ile yapılan
baskıları ifade etmek için “yazmacılık” kelimesi kullanılmaktadır. Anadolu halk
sanatlarından yazmacılığın günümüze kadar eski gücü ile ulaşamamış olmasında,
geleneklerin hızla terk edilmesinin ve geleneksel sanatlara yeterli değerin
verilmemesinin rolü oldukça büyüktür. Oysaki gelişmiş toplumların çağdaş veya
modern olarak adlandırılan sanatlarının temelinde geleneksel sanatlardan
yararlanıldığı ve bu sanatlara göndermeler yapıldığı görülür. Bu çalışmada
yazmacılık sanatından ve Mardin’deki Süryani yazmacılığının son temsilcisi olan
Mıksiye Nasra Şimmes Hindi’den bahsedilerek bu kültürün geleneksel sanatlar
açısından önemine dikkat çekilmiştir. Çalışmanın gerçekleşmesi için yöntem
anlayışı açısından gerekli araçlar olan alan araştırması, kaynak kişi görüşmesi
ve literatür taraması teknikleri kullanılmıştır. Yazmacılık kültürünün son
temsilcisi olan Mıksiye Nasra Şimmes Hindi’nin hayattayken çekilmiş olan
fotoğrafları ve vefatından sonra atölyesinde çekilen fotoğraflar ile Süryani
yazmacılık sanatı ve son temsilcisi belgelenmiştir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 15, 2018 |
Submission Date | August 3, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |