Bu çalışmada Türkiye’deki coğrafya bölümlerine yönelik öğrenci hareketliliği araştırılmıştır. Veriler YÖK ATLAS veri tabanından sağlanmıştır. Bu veri tabanına göre 2015-2019 döneminde 16.357 öğrencinin coğrafya bölümlerine yerleştiği, bunların 12.682’sinin iller arası öğrenim hareketliliğine katıldığı tespit edilmiştir. Hareketlilik üzerinde bazı illerde bölüm bulunmamasının, diğerlerinde ise arz-talep dengesinin gözetilmemiş olmasının etkili olduğu belirlenmiştir. Ülkede doğuya göre batının, iç bölgelere oranla kıyı bölgelerin, güneye göre kuzeyin, büyükşehirlere oranla büyükşehir statüsünde olmayan illerin daha fazla tercih edildiği gözlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin 1/5’inin ikamet ettiği ildeki, bir o kadarının da komşu ildeki bölümlere yerleştiği; hareket yönü üzerinde coğrafi yakınlığın pozitif yönde etkili olduğu tespit edilmiştir. Küreselleşen dünyada öğrencilerin kendi yörelerinde kalmalarının kişisel gelişimleri sağlama adına risk oluşturduğu, ancak bazı fırsatları da beraberinde getirdiği ileri sürülmüştür. Bu öğrencilerin dâhil edildiği projeler ile yöre coğrafyası hakkında nitelikli etütler yapılabileceği, yaşanan durumun fırsata dönüştürülebileceği ifade edilmiştir.
In this study, student mobility has been investigated for geography departments in Turkey. The data has been obtained from CoHE ATLAS database. According to this database, it was determined that 16,357 students settled in geography departments in the 2015-2019 period, and 12,682 of them participated in learning mobility. Two main reasons for this mobility were: 1) some provinces do not have geography departments in their respective universities, 2) the supply/demand was not sufficiently/correctly considered for the others; in other words, the number of students willing to and who have the right to register for geography departments were higher than the capacity of the geography departments offered in their corresponding provinces. The directions of this mobility were more towards west than east, towards coastal regions than internal ones, towards the north than south, and towards non-major cities than major cities or metropolises. Only 20% of the admitted students chose the universities situated in the same city they dwelled, and another ~20% selected the universities in neighboring provinces. Thus, geographical proximity is a positively correlated variable on the determination of the direction of student mobility. In our global world, although there are drawbacks to the personal development of students while they stay in their region for university education, it also brings some other benefits. With the projects they participate in, they might make quality surveys/examinations related to their region’s geography.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 8 |
ISSN: (online) 2602-2567