This article deals with the phenomenon of
citizen journalism from a critical perspective. Citizen journalism is also
known as grassroots or participatory journalism. It has become more widespread,
especially with digital development. The internet and social media allow every
user as a member of civil society to participate in the social discourse. The
citizen journalism also reaches its audience on podcasts, on homepages or by
participating in video platforms such as YouTube.
This development goes hand in hand with the credibility crisis of the
established media. Traditional print media, in particular, are struggling to
survive and the monopoly position of
professional journalism has finally been lost.
In this paper, the influence of citizen
journalism on democratic processes will be examined and it will be asked
whether a general evaluation of participatory communication models is possible
at all. Therefore, different forms of medial participation are examined and
some examples of its abuse are discussed.
This study is particularly interested in the grey areas that exist between
professional media work and participatory citizen journalism. Based on Jürgen Habermas' deliberative model of democracy, the
question is asked whether this developement democratizes the public discourse
and whether a clear distinction can be made between established and
participatory news or between professional and lay journalism. Finally,
this research also evaluates how the governments and the law react to these new
developments and what potential consequences citizen journalism could bring.
Bu
çalışmada, yurttaş gazeteciliği fenomeni kritik bir bakış açısıyla ele
alınmaktadır.
Yurttaş
gazeteciliği; halk gazeteciliği veya katılımcı gazetecilik olarak da
bilinmektedir. Özellikle mesleği gazetecilik olmayan vatandaşların dijital
gelişim teknolojileri ile birlikte haber üretim sürecine katılımıyla
yaygınlaşmıştır. İnternet ve sosyal medya, her kullanıcının bir sivil toplum
üyesi olarak, haber üretim sürecine katılmasını sağlayıp bizzat sosyal söylemde
yer almasına izin vermektedir. Yurttaş gazeteciliği aynı zamanda podcast'lerde,
ana sayfalarda veya youtube gibi video platformlarında da hedef kitlesine
ulaşmaktadır.
Bu
gelişme, kurulan medyanın güvenilirlik krizi ile birlikte devam etmektedir.
Özellikle geleneksel yazılı basın hayatta kalmak için mücadele etmektedir ve
profesyonel gazetecilik tekel konumunu kaybetmiştir.
Bu
makalede yurttaş gazeteciliği olgusunun demokratik süreçler üzerindeki etkisi
incelenmekte ve katılımcı iletişim modellerinin genel bir değerlendirmesinin
mümkün olup olmadığı sorgulanmaktadır. Bu nedenle, farklı medya katılım
biçimleri dikkate alınmakta ve kötüye kullanımının bazı örnekleri
tartışılmaktadır.
Çalışmada,
özellikle profesyonel medya çalışmaları ile katılımcı yurttaş gazeteciliği
pratiği arasındaki gri alanlarla ilgilenilmektedir. Alman siyaset bilimci
Jürgen Habermas'ın tartışmalı demokrasi modeline dayanarak, bu gelişimin kamu
söylemini demokratikleştirip demokratikleştirmeyeceği, yerleşik ve katılımcı
haberler arasında ya da profesyonel olmayan gazetecilik arasında net bir ayrım
yapılıp yapılamayacağı sorusu irdelenmektedir. Araştırma sayesinde,
hükümetlerin ve yasaların bu yeni gelişmelere nasıl tepki verdikleri, yurttaş
gazeteciliğinin hangi potansiyel sonuçları doğurabileceği sorgulanmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Asya Studies dergisinde yer alan eserler Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.