Güvenlik, devletlerin en kritik ehemmiyete haiz hassasiyetidir. Devletlerin dış politika çıktılarından mekik diplomasisine, silahlanma yarışından iktisadi ve teknolojik büyümelerine değin en temel kaygıları, ulusal güvenliklerini sağlamak adına farklı güç araçlarını ve kapasitelerini arttırmaktır. Bu durum, uluslararası ilişkilerde adına güvenlik ikilemi (security dilemma) denilen bir güvenlik açmazına yol açmakta ve uluslararası alanın daha kaotik, realist retorikle daha anarşik ve daha güvensiz bir hâl almasına neden olmaktadır. Bu tarz bir sürecin neticesi ise bölgesel ya da küresel boyutta bir harbin ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda bu makale, Almanya ve İtalya’nın 1930’lu yılların ortalarında başlattıkları silahlanma yarışının bir sonucu olarak, II. Dünya Harbine giden süreçte diğer devletler gibi Türkiye’nin de bu yarışa ulusal savunması açısından zorunlu olarak katılımını ve bu eksende ulusal güvenlik politikalarının bir parçası olarak hava kuvvetlerini bir güç unsuru olarak ne şekilde biçimlendirdiğini ele almaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2020 |
Acceptance Date | December 29, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 3 Issue: 2 |
Our journal is a member of CrossRef