Ali Fethi Bey, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma döneminin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun en önem teşkil eden kişiliklerinden birisidir. Ali Fethi Bey’in gençlik yılları Makedonya’da geçmiştir. Makedonya’nın kültür, siyasi ve sosyal yapısı onun şahsiyetinin ve düşünce dünyasının oluşmasında etkili olmuştur. Ali Fethi Bey, eğitim gördüğü diğer arkadaşları ile birlikte Osmanlının içinde bulunduğu kötü durumdan nasıl kurtarılabileceği hususunda birçok toplantılar yapmıştır. Yapılan toplantılarda vatan ve bağımsızlık sözcüklerinden sıkça bahsetmişlerdir. O dönem okumuş oldukları İngiliz ve Fransız yazarların kitapları vatan ve özgürlük konusunda beyin fırtınası yapmalarına fayda teşkil etmiştir.
Askerlik yıllarında birçok görevde bulunan Ali Fethi Bey’in Trablusgarp, Bolayır ve Şarköy muharebeleri onun en önemli görevleri arasında olmuştur. Bunun yanında Osmanlı topraklarının aleyhinde olan birçok çete ve komitacılarla burun buruna mücadele etmiştir. Paris’te kurulan Meşrutiyet yanlısı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin güçlü bir ismi olarak cemiyette faaliyet göstermiştir. Hatta bu cemiyetin genel sekreterliğini yapmış ve bu konumda iken Bulgaristan’a Sofya sefiri olarak gönderilmiştir. Böylece Birinci Dünya Savaşı ile Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasındaki ilişkileri düzenleme çabasında bulunmuştur.
Osmanlı Devleti için büyük önem arz eden Ali Fethi Bey'in Sofya Sefareti zamanları Devlet'in büyük ilgi odağı olmuştur. Öyle ki Osmanlı Balkan Savaşlarının vermiş olduğu psikolojik yıkıntı sonrasında yeni ve faydalı yollar arayışına girmiştir. Kısa bir süre sonra da başlayacak olan Birinci Dünya Savaşı evvelinde ve savaşın en buhranlı günlerinde tüm Avrupa Devletlerinde olduğu gibi Osmanlı topraklarında ve sınırlarında menfi değişimler ve bozulmalar baş göstermiştir.
Salvatore ve Polveriste kalelerinde başlayan hapis hayatı kısa sürelide olsa onun çileli günler geçirmesine neden olmuştur. Bekirağa Bölüğü’nden sonra yaşadığı Malta sürgünü esnasında devlet yetkililerine ve eşine yazmış olduğu mektupları, Türk tarihi için önemli kaynak oluşturmuştur. Ali Fethi Bey’in sürgün hayatı esnasında İstiklal Harbi başlamış ve sürgün hayatı bittikten sonra Mustafa Kemal’in büyük umutlarla başlatmış olduğu Kurtuluş Savaşına katılmıştır. Özellikle Büyük Taarruzda Mustafa Kemal Paşa ile birlikte hareket etmiştir. Bu savaşın dâhiyane olduğu kadar tehlikeli olması, Ali Fethi Bey’in Avrupa ülkelerini hiç taviz vermeden oyalaması ile olumlu bir seyir izlemiştir.
Mustafa Kemal’in Ali Fethi Bey’den yeni bir parti kurmasını istemesi, ona ne kadar güvendiğini ve o dönem güçlü bir muhalefetin olmadığına inandığını göstermektedir. Mustafa Kemal’in iki şartı ve istediği doğrultusunda 12 Ağustos 1930 tarihinde Ali Fethi Bey’in başkanlığında Serbest Fırka kurulmuştur. Elbette ki bu iki şart; Cumhuriyet rejimine dokunulmaması ve Anayasanın ilkelerine bağlı kalmak ile ilgili idi. Ancak başarı ile ilerleyen fırka kendini fesh etmek zorunda kalmıştır. Serbest Fırkanın Cumhuriyet Halk Fırkası ile arasındaki rekabet Ali Fethi Bey’in o çok sevdiği yakın arkadaşı Mustafa Kemal ile kısa sürede olsa fikir ayrılığına düşmesine sebep olmuştur. Serbest Fırka ile ilgili sosyal, siyasi ve ekonomik ne yaşanırsa yaşansın Ali Fethi Okyar ve Mustafa Kemal Atatürk hep dost olarak kalmıştır.
Yeditepe Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 31, 2021 |
Publication Date | December 31, 2021 |
Acceptance Date | December 26, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 4 Issue: 5 |
Our journal is a member of CrossRef