“Olağandışı” olarak nitelenebilecek bazı
olayların haberleştirilmesinde medyanın
birtakım etik kuralları ihlal ettiği gözlenmektedir.
Haber değeri açısından yaklaşıldığında “olağandışı” olayların (terör,
afet, salgın hastalık, ölümlü kazalar, depremler
vs) haberleştirilmemesini beklemek/istemek,
anlamsızdır. Çünkü bu
olaylar yenilik, ilginçlik, önemlilik, yaygın
ilgi gibi kriterler taşımaktadır; bu sebeple
de haberleştirilmesi kaçınılmazdır.
Türk medyası da bu türden haberlere bültenlerinde/sayfalarında
çokça yer vermektedir.
Ancak medya bu olayları haberleştirirken
istismara, abartıya sebep olmakta
ve olayı bağlamından kopararak
başka kalıplara/biçimlere sokmaktadır.
Hâlbuki bu tür haberlerde mağdur insanların
acılı durumlarının istismarından kaçınmak, ölümün ve acının da mahremiyeti
bulunduğunu unutmamak gerekmektedir.
Ayrıca bu olayları haberleştirirken
umutsuzluk aşılama, terör propagandası
yapma, toplumsal sorumluluğu ihmal
etme gibi birtakım sosyal ve siyasal sonuçlar
doğuracak yaklaşımlardan da uzak
durulmalıdır. Medya, siyasetin/siyasî iktidarın
tavsiye, uyarı, telkin, baskı ve engellemelerine
zemin oluşturmadan bu
sorunu etik ve toplumsal sorumluluk ilkelerinden
hareketle çözmelidir.
Bu çalışmada, çeşitli olağandışı durumları
Türk medyasının nasıl haberleştirdiği
tesadüfi örneklem metoduyla incelenmiş
ve yapılan hatalara dikkat çekilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Ekim 2012 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ekim 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 3 |