Çağdaş şirketler, salt verimli ve etkin bir üretim ile dağıtımın yeterli olmadığını fark ederek, ürünle-rinin tercih edilmesinde hedef kitle ile iletişim kurulmasının gerekliliğine vurgu yapmaya başlamış-lardır. Pazarların büyümesi ve çeşitlenmesi ile tüketici tercihlerinin hızla değişmesi nedeniyle pazar-lama iletişimi örgütsel yeniliklere açık bir yapıya kavuşmuştur. Bu bağlamda şirketlerin toplumsal beklentilere ve değişen piyasa koşullarına cevap vermek amacıyla geliştirdikleri ‘yeşil pazarlama yaklaşımı’nın, aynı zamanda pazar payını artırmak ve rekabet içinde avantaj sağlamak için de kulla-nılan stratejilerden birisi olduğu görülmektedir. Yeşil pazarlama yaklaşımı, tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasında ekolojik ürünlerin üretilmesini, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve tutun-durulmasını içeren ve ürünün kullanım sonrası süreçleri de kapsayan bir faaliyet olarak tanımlan-maktadır. Ancak kurumların çevreci etkinlikler yoluyla inşa etmeye çalıştıkları kurum kimliklerinin, marka imajlarının ve halkla ilişkiler faaliyetlerinin artalanında tüketicilerin beklenti ve tercihlerini kâra çevirme çabası yatmaktadır. Bu bağlamda, yeşil kurum kimliğine vurgu yapılması ürünlerin tercih edilirliğini ve satış hacmini, yeşil marka olarak algılanılması tüketici zihninde ürüne dönük bilinirliği ve olumluluğu, yeşil halkla ilişkiler faaliyetleri yürütülmesi ise ürüne ve üreticiye ilişkin pozitif sosyal çağrışımların yoğunluğunu artırmaktadır. Bu çalışma ile amaçlanan, çevreciliğin pazarlama profesyonellerine bırakılamayacak kadar önemli bir toplumsal hareket olduğunu vurgu-lamaktır.
Çevrecilik Yeşil Pazarlama Kurum Kimliği Marka İmajı Halkla İlişkiler
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2015 |
Gönderilme Tarihi | 5 Mayıs 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 9 |