Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’un 1453 yılında Türkler tarafından fethi,
Türk tehlikesine karşı Avrupalılar arasında bir birlik oluşturma düşüncesinin doğmasına neden
olmuştur. Bu nedenle Avrupa Birliği düşüncesinin, Avrupa’nın Doğu’sundan gelen tehlikeye karşı
örgütlendiği ve bu açıdan Avrupa’nın siyasal güvenliğini sağlamaya yönelik olduğu tezi günümüzde kabul edilen bir tez olmuştur. Tarihten gelen bu önyargılar ve korkuların dışında, Türk işçi
göçüyle oluşan önyargılar da Alman kamuoyu üzerinde “Türkiye ve Türkler” hakkında olumsuz
imaj oluşturmuştur.
Avrupa’nın bütünlüğü vurgusu, Türk tehlikesine karşı ortaya atılmıştır. Samuel Huntington’un
“Medeniyetler çatışması” kuramında ifade ettiği gibi Hırıstiyanlık İslamın karşıtı olarak tanımlanmıştır.
Ayrıca bu olgu “Haçlı seferleri” dönemine kadar dayanan çok eski bir argümandır. Bununla
birlikte, Türkiye’nin AB’ye alınması durumunda, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) nüfusu oranında
temsil hakkına sahip olacağından, AB kararlarında Türkiye’nin çok etkin bir rol oynayacağı endişesidir.
Türkiye’nin AB’ye girmesiyle ve ekonomik krizin yarattığı sorunlarla ilgili gerçek nedenlerin
gizlenerek, hem tarihten gelen önyargılar, hem de Türk işçi göçü ile oluşan önyargılar medyada,
Türkiye ve Türklerin temsil edilmesinde olumsuz kamuoyu oluşturmak amacıyla kullanılmaktadır.
Primary Language | tr;en |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | May 23, 2012 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 15 Issue: 2 |