Osmanlı İmparatorlugu'nungünümüz Türk edebiyatındaki yansımasını onu oluşunu, son yıllardaki en güncel yazarlarımızdan Orhan AMUK'un tüm eserlerinde izlemek mümkündür. 1983'de yayınlanan "Beyaz Kale" adlı romanında ise yazar, bugünkü kimlik arayışımızın temelinde yatan ve "veba" diye de simgeledigi, geçmişteki "başkası olma istegimizi" irdelemektedir. Konunun nakışlandığı hikayeye göre, i 7. yüzyılda Türk korsanları tarafından tutsak edilen Venedildi bir köle, astronomi, fızik ve resimden anlamaktadır. Bir paşa tarafından satın alınarak kendisine çok benzeyen ve 'Hoca' diye anılan bir Türk'ün emrine verilir. Bu iki kişi, himayesinde oldukları Paşa'nın istekleri doğrultusunda araştırmalar yaparlar; havai fişek yapımı, bilimsel makaleler, ilaçlar ve nihayet silah yapımı. Hoca kölesinden Venedik'i ve Batı bilimini ögrenmeye çalışmaktadır. Birbirlerini tanıma, anlama çabaları giderek karşılıklı etkileşime, başkalaşıma hatta
birbirlerine dönüşmeye kadar varır. Bu iki figürün ulaştlgı sonuç, bilimsel, bulgusal anlamda başarısızlıktır. Kimlik arayışı açısından bakıldıgında ise, bize göre Orhan Pamuk da, aydınlığa giden yolun karanlıktan geçtigini dUşllnmektedir. Çünkü bu iki kişinin, Hoca ile Köle'nin birbirlerine dönüşmeleri, 'kendilerinLkaybetmeleri, yani tam bir 'kimlik kaybı', onları bir aşamaya getirmiştir; "Niye ben benim?" (B.K.:63)1 y
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | February 28, 2010 |
Published in Issue | Year 1999 Issue: 12 |