Ortadoğu’da Mısır’ın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Yüzyıllarca Osmanlı’ya bağlı bir eyalet olarak yönetilen Mısır üzerinde bu önemine binaen İngilizler hâkimiyet kurmuş ve bu hâkimiyetini I. Dünya Savaşı sonrasında da bırakmamıştır. Mısır, İngilizlere karşı istiklalini elde etmek için büyük bir mücadele içerisine girmişti. Bu mücadelenin önde gelen siması ise Zağlul Paşa’ydı. Ancak Mısır, istiklal mücadelesinde kendi içinde bölünmüş durumdaydı. Bu durum Mısır’ın gerçek bir istiklal elde etmesini engellemiştir. Anadolu’da emperyalistlere karşı verilen savaş birçok doğu halklarında olduğu gibi Mısırlılar için de örnek teşkil etmiş, ilham kaynağı olmuştur. Anadolu’daki millî mücadelenin başarıya ulaşmasından son derece memnun olan Mısırlılar, kendi istiklal mücadeleleri için başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere millî mücadelenin ileri gelen önderlerinden silah ve cephane talebinde bulunmuşlardı. Yine Mısır milliyetçileri çok farklı kanallar ve yöntemlerle Türkiye’yi Mısır davasının yanında bulunmaya zorlamışlardır. Fakat dönemin konjonktürü gereği Türk dış politikası, Mısırlı milliyetçilere açıktan ve doğrudan desteği uygun görmemiş, dolaylı ve pasif yardım anlayışı benimsenmiştir.
Egypt has a special place and importance in the Middle East. Governed by the Ottomans as a province for a long time, Egypt was ceded to the British in 1878 and the British rule continued after the World War I. So, Egyptians started a big struggle with the British for freedom. Zağlul Pasha was a person who foremost in this struggle. But in this struggle period, Egypt had been divided into many adverse parties. This situation prevented Egypt from a real freedom. Turkish national struggle was a reference for nations fighting against imperialists in the east and also Egypt. Egyptian people were extremely happy about Turkish freedom. That’s why nationalist Egyptians consulted and requested munition especially from Mustafa Kemal Pasha and leading persons for their freedom struggle. Also they obliged Turkey to support the Egyptian claim through very different ways and methods. By virtue of conjectural situation Turkish foreign policy did not approve to support directly and openly. On the contrary, indirect and passive aid policy was adopted by Turkish foreign policy.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 64 |