Yaşadığı dönemin en önemli alimlerinden biri olan ancak bilim dünyasında hak ettiği yeri bulamayan Ez-Zemaşehri’nin Mukaddimetü’l Edeb sözlüğü yazıldığı dönem bakımından Orta Türkçe, yazıldığı yer bakımından Orta Asya, yazıldığı zaman bakımından ise Orta Asır yazma eserler mirası arasında yer almaktadır. Bu eser üzerine bugüne kadar kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Mukaddimetü’l Edeb, Orta Asya’da Deşt-i Kıpçak, Harezm, Karahanlı ve Selçuklu gibi büyük devletlerin kurulduğu bir coğrafyada, başka bir deyişle Aral Gölü ile Sirderya Nehri’nin orta ve aşağı kısmından güney ve batıya doğru göç eden Oğuz tayfalarının son kısmı ile onların yerine gelen Kıpçak tayfalarının avangard kısmının birbiriyle karışıp, kaynaştığı zamanda, burada canlanan birçok topluluğun bir araya geldiği çağda yazılan bir eserdir. Bu eser için Orta Asya’yı mekân tutan halkların ortak eseri denilmesinin en önemli sebebi de budur. Bu eserin asıl nüshası kaybolmuştur. Eserin iki kopyası 1926 yılında Buhara’daki Ebu Ali İbn-i Sina Kütüphanesinde bulunmuş ve ilim âleminde tanınmaya başlamıştır. Buhara’da bulunan bu elyazmalarından ilki hicrî 705 (m. 1305) yılında Hamid Hafız tarafından yazılmıştır. Onda sadece Arap, Fars ve Türk dillerine ait materyaller toplanmıştır. Arapça sözlerden sonra Farsça, Türkçe ve Moğolca tercümelerinin olduğu ikinci nüsha ise hicrî 893 (m.1492) yılında Derviş Muhammed tarafından yazılmıştır. Yapılan bu çalışmanın Türk halklarının dilinin, tarihinin ve etnografyasının araştırılması hususunda fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
Mukaddimetü’l Edeb Dictionary of Ez-Zemaşehri, who was one of the most significant scholars of his era though not receiving the value he deserved in science world, is among the Middle Turkish manuscripts in terms of the era, Central Asia in terms of the place and Middle Century in terms of time it was written. This manuscript has not been examined comprehensively yet. Mukaddimetü’l Edeb is a masterpiece which was written in a place where such great states as Desht-i Kipczak, Khorezm, Karakhanid and Seljuq were established. In other words, it was written in an era when Oghuz tribes migrating from the middle parts of the Aral Sea and Syr Darya to southern and western parts and the avant-garde Kipczak tribes replacing them met and many societies springing in the area socialized with each other. That is why, this masterpiece is referred as the common work of folks settling in Central Asia. The original copy of this masterpiece is lost. Two copies of the work were found in Ebu Ali İbn-i Sina Library in Bukhara in 1926 and came to be known in science world. The first of these two copies found in Bukhara was written by Hamid Hafiz in the hijri year 705 (1305 A.D.). It was a collection only of Arabic, Persian and Turkish language items. The second copy involving Persian, Turkish and Mongolian translations besides Arabic ones was written by Dervish Muhammed in the hijri year 893 (1492 A.D.). This study is thought to contribute to the examination of the language, history and ethnography of Turkish peoples.
Primary Language | Russian |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 62 |