Dreaming appears as the field where people's dreams and their hopes for the future come true throughout history. With the emergence of states, the existence of the element of sovereignty among the governing and governed bodies has been tried to be authenticated based on certain criteria.
The place of the dream in Turkish mythology has started to take place in the epics, legends, folk tales, legends and historical sources created after the acceptance of Islam by the Turks. Hz. The words of the Prophet (pbuh) about dreams, the thoughts of the Islamic scholars on dreams, and the transfer of dreams by taking into account the cultural and religious structure of the people without any visible basis to create political legitimacy are the most important reasons for this. When medieval sources are examined, not only the Turks but also some dynasties that dominated the same geographies with the Turks have based their political legitimacy on the dream cult that is widely used by the Turks. The fact that those who tried to gain political legitimacy made their dreams convincing through dream interpreters and that these interpretations were compatible with the terms of Islamic scholars also caused the dominance to become easy.
In our study, starting with the narration of dreams transmitted through the general definitions and characteristics of dreams, the examples of dreams published throughout the Middle Ages from Central Asia to Iran and from there to Anatolia were examined. While conducting these investigations, the meanings of the images that pass through the dreams of the dreamer are compared with the expressions of the Islamic scholars, and the effect it exerts while becoming an element of legitimacy is tried to be understood.
Rüya, tarih boyunca insanların hayal ve gelecek için ümit ettikleri arzularının gerçekleştiği saha olarak karşımıza çıkmaktadır. Devletlerin var olmasıyla birlikte yöneten ve yönetilen unsurlar arasında hâkimiyet unsurunun varlığı belirli kriterler üzerinden sahih hale getirilmeye çalışılmıştır.
Türk mitolojisinde rüyanın yeri Türklerin İslamiyet’i kabulü ve sonrasında oluşturulan destanlar, menkıbeler, halk hikâyeleri, efsaneler ve tarihi kaynaklarda fazlaca yer almaya başlamıştır. Hz. Peygamber (S.A.V)’in rüya ile ilgili sözleri, İslam ulemasının rüya üzerine düşünceleri ve rüyaların siyasi meşruiyet oluşturmak için gözle görülür bir temele dayanmadan halkın kültürel ve inançsal yapısı dikkate alınarak aktarılması bunun en önemli sebeplerinden olmuştur. Orta Çağ kaynakları incelendiğinde sadece Türkler değil Türkler ile aynı coğrafyalarda hâkimiyet sürmüş bazı hanedanlar da siyasi meşruiyetlerini Türkler de yaygın şekilde kullanılan rüya kültü üzerine kurmuştur. Siyasi meşruiyet sağlamaya çalışan kişilerin rüyalarını rüya yorumcuları üzerinden ikna edici hale getirmeleri ve bu yorumların İslam âlimlerinin tabirleri ile uyuşması da hâkimiyetin kolay hale gelmesine sebebiyet vermekteydi.
Çalışmamızda rüyaların genel tanımları ve özellikleri üzerinden durmadan nakledilen rüyaların anlatımı ile başlayıp, Orta Çağ süresi boyunca Orta Asya’dan İran’a ve oradan Anadolu’ya kadar yayınlan rüyaların örnekleri incelenmiştir. Bu incelemeler yapılırken rüya gören kişilerin rüyalarından geçen imgelerin anlamları ise İslam ulemasının tabirleri ile karşılaştırılarak meşruiyet unsuru haline gelirken orta koyduğu etkisi anlaşılmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | September 5, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 72 |