Osmanlı Devleti ve İran yüzyıllar boyunca birbirlerine rakip olarak mücadele etmişlerdir. Bu mücadeleler uzun yıllar devam ederek bazı zamanlarda şiddetli çatışmalara sahne olmuştur. XIX. yüzyıla gelindiğinde her iki ülkenin de Avrupalı güçler karşısında gerilemesiyle beraber ilişkilerinde çatışmadan ziyade diplomasi önem kazanmıştır. Diplomasinin önem kazanması sonucu ortaya çıkan ihtiyaç gereğince Osmanlı Devleti Tahran’da 1848 yılında bir Sefaret açmıştır. II. Abdülhamid’in tahta çıkmasından kısa süre sonra birtakım siyasi gelişmeler sonucunda Osmanlı Devleti, Rusya ile Nisan 1877’de harbe girmişti. Harpten mağlup ayrılan Osmanlı Berlin Antlaşmasıyla beraber oldukça önemli kayıplara uğramıştı. Harbin öncesinde Osmanlı ve İran arasında bazı meselelerden dolayı sorunlar bulunmaktaydı ve ilişkiler dostane bir atmosferden uzaktı. Osmanlı Devleti yöneticileri çok iyi ilişkiler içinde olmadıkları İran’ın Rusya ile bir ittifaka girmemesi için çaba sarf etmişlerdi. Rusya da harbin öncesinde ve esnasında Osmanlı’ya karşı üstünde büyük etkisi olduğu İran’ı kendi safına çekmeye uğraşmaktaydı. Tahran Sefareti harp boyunca İran ve Rusya’yı izleyerek, elde ettiği istihbaratları raporlayıp İstanbul’u bilgilendirmiştir. Sefaret harbin başlangıcından evvel İran’ın Osmanlı’ya yönelik emelleri ve planlarını tuttuğu raporlarla İstanbul’a bildirmiştir. Harbin başlangıcıyla izleme faaliyetlerini sürdüren Tahran Sefareti İran’ın özellikle Osmanlı sınırına yakın bölgelerdeki faaliyetlerini dikkatle izleyerek İranlı yetkililer nezdinde girişimler yaparak bu faaliyetlerin mahiyetini anlamaya çalışmıştır. Sefaret harp esnasında Rusya’ya yönelik raporlar da göndermiştir İstanbul’a. Bu raporlar İran dahilindeki Rus görevlileri ile Kafkasya civarındaki Rus birliklerine yönelik bilgileri içermiştir. Sefaret izleme ve raporlama faaliyetleri dışında İran nezdinde girişimlerde bulunarak İran’ın tarafsızlığına yönelik teminat almaya çalışmıştır. Harp boyunca İran Şahı ve devlet yetkilileri ile görüşen Tahran Sefareti görevlileri İran’ın tarafsızlığını bozmaması için çaba harcamışlardır. İzleme-raporlama ve İran’dan tarafsızlık teminatı alma çabalarının dışında Osmanlı Ordusunun bazı ihtiyaçları da Tebriz Başşehbenderliği vasıtasıyla İran’dan karşılanmıştır. Bu çalışmayla 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi (93 Harbi) boyunca Tahran Sefareti’nin faaliyetleri incelenmeye çalışılacaktır.
The Ottoman Empire and Iran have struggled each other as rivals for centuries. These struggles have continued for many years and have been the scene of violent conflicts from time to time. In the XIX. Century, with the decline of both countries against the European powers, diplomacy rather than conflict gained importance in their relations. Due to the need that arose as a result of the importance of diplomacy, the Ottoman Empire opened an Embassy in Tehran in 1848. Ottoman Empire shortly after II. Abdulhamid's accession as a result of some political developments, it entered the war with Russia in April 1877. The Ottoman Empire, which was defeated in the war, suffered important losses with the Treaty of Berlin. Before the war, there were some problems between the Ottoman Empire and Iran due to some issues and relations were far from a friendly atmosphere. The rulers of the Ottoman Empire made an effort to avoid Iran, with whom they had not very good relations, from entering into a union with Russia. Before and during the war, Russia was trying to take Iran, which had a great influence on it, to itself side against the Ottomans. The Tehran Embassy followed Iran and Russia throughout the war and reported the intelligence it obtained and has informed Istanbul. Before the start of the war, the Embassy has informed Istanbul related to Iran's ambitions and plans for the Ottoman Empire, with reports it kept. The Tehran Embassy, which continued its monitoring activities from the beginning of the war, carefully followed the activities of Iran, especially in the regions close to the Ottoman border and has tried to understand the content of these activities by making initiatives with the Iranian authorities. The Embassy also sent reports about Russia to Istanbul during the war. These reports has included information about Russian authorized in Iran and Russian troops around the Caucasus. Apart from monitoring and reporting activities, the Embassy has tried to get assurances for Iran's neutrality by taking initiatives in Iran. During the war, Tehran Embassy authorized, who met with the Shah of Iran and state authorized, has made an effort not to disturb the neutrality of Iran. Apart from monitoring-reporting and the efforts to get a guarantee of neutrality from Iran, some of the needs of the Ottoman Army were also met from Iran through the Tabriz general consulate. With this study, the activities of the Tehran Embassy during the 1877-1878 Ottoman-Russian War (93 War) will be tried to be examined.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | May 29, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 74 |