This study aims to address the problems, obligations and value judgments that the modern individuals encounter while endeavoring to shape their own identities with the emergence of the new era in general. It examines the conflicts of the individuals within themselves, their senses of belonging, lifestyles, moral problems and the relationship between not only city and countryside but also tradition and modernity, one of the dichotomy in the modern era, in the context of Turkey in particular. More specifically, the study emphasizes extreme individualism, the trivialization of traditional values owing to modernity, the loss of sense of belonging as a result of a shift to a consumption-oriented lifestyle as well as individuals’ sense of conscience and morality. In this sense, the issue of morality might be construed as the focal point of the present study. In the modern communication era, cinema has played a pivotal role in reflecting the realities of life. Therefore, film-oriented social life studies are particularly important. In this study, the effects of fundamental changes and transformations in Turkey, and the issues in the realms of social life, education, religion, profession and family in the modern era are examined through the film ‘The Wild Pear Tree’. The script of the film is written on the story of Akın Aksu, who is the son of Nuri Bilge Ceylan's uncle and one of the screenwriters. Nuri Bilge Ceylan deals with human nature and social problems in depth in his films. He attempts to depict the reality in his films directly by portraying many aspects and details of it. Ceylan's films could be delineated as critical films including meta-fiction. The Wild Pear Tree is one of his long winded works in which he displays the consumer society, the capitalist lifestyle and its reflections on the individual with satire and subtle irony. The film was analyzed in terms of Sinan's relationships with the characters he encountered during his search for himself. The findings of the study indicates that Nuri Bilge Ceylan addressed not only the traces of modernity, but also the problems of post-modernity boldly and presents his criticisms clearly through dialogues. The film was shot in the post-modern period and touches on the social problems of Turkey as well as the problems of the era. The individual’s dragging into an unconnected, discontinuous and fragmented way of life during his search for his ‘self’ with modernity has led to identity crises. Even though this situation is personal, it also highlights the intervention in social memory. Although the traces of the transition from the countryside to the city became blurred over time, the duality of tradition and modernity has stood out. In the study, the changes in the family and society along with the individual change were examined. The necessity of the rapid life increasing with modernity and the depressions caused by the sense of being out of date were also discussed. It has become evident in the last century that the individual feels stuck, lonely, and unstable in his behavior. Within this framework, the loneliness of Sinan, the main character and his being stuck between not only the country and the city but also his dreams and living conditions in the Wild Pear Tree started with his escaping from the country and resulted in his finding his ‘self’ in the country. A perspective of continuity in change is seen in the character Sinan, who escaped from his own reality and returned to the countryside where his father lived.
Sociology of Religion Self Modernity Contryside Nuri Bilge Ceylan The Wild Pear Tree Cinema
Bu çalışmada modern bireyin kendini var etme çabası bağlamında çağ getirisi olarak karşılaştığı problemler, zorunluluklar ve değer yargıları ele alınmıştır. Türkiye özelinde bireyin kendisiyle çatışması, aidiyeti, yaşam biçimi, ahlâkî problemleri ve modern dönemde oluşan dikotomilerden olan kent-taşra ve gelenek-modernite ilişkisi incelenmiştir. Aşırı bireycilik, modernite ile birlikte geleneksel değerlerin önemsizleşmesi ve tüketim odaklı anlık yaşam tarzına geçilmesinin neticesinde oluşan ait olma hissinin kaybı, vicdan ve ahlâk kavramlarının bireylerdeki karşılığı ile birlikte işlenmiştir. Bu çerçevede ahlâk meselesi odak noktayı teşkil etmektedir. Modern iletişim çağında sinema, yaşamın gerçeklerini yansıtma konusunda önemli bir araç haline gelmiştir. Film odaklı sosyal hayat incelemeleri bu doğrultuda önemlidir. Makalede Türkiye’de temelde yaşanan değişim ve dönüşümlerin bireydeki etkileri, modern çağda sosyal hayat, eğitim, din, meslek ve aile mevzuları, Ahlat Ağacı filmi üzerinden irdelenmiştir. Film senaryosu, senaristlerinden biri ve Nuri Bilge Ceylan’ın amcasının oğlu olan Akın Aksu’nun hikayesi üzerine yazılmıştır. Nuri Bilge Ceylan, filmlerinde insan doğasını ve toplumsal sorunları derinlemesine işlemektedir. Gerçekliği filmlerinde doğrudan, birçok yön ve detayıyla göstermeye çalışmaktadır. Ceylan’ın filmleri üst-kurguya sahip eleştirel filmlerdir. Ahlat Ağacı da tüketim toplumunu, kapitalist yaşam biçimini ve bireydeki yansımalarını ince bir alay ve ironi ile sergilediği uzun soluklu yapıtlarındandır. Film, Sinan’ın kendini arama serüveninde karşılaştığı karakterler ile kurduğu ilişkiler doğrultusunda analiz edilmiştir. Nuri Bilge Ceylan’ın filmde yalnızca modernitenin izlerine değil, post-modernitenin sorunlarına da cesurca değindiği ve eleştirilerini de diyaloglarla apaçık şekilde sunduğu görülmüştür. Yapıt, post-modern dönemde çekilmiş ve Türkiye’nin toplumsal sorunlarıyla birlikte çağa ait problemlere de değinmiştir. Bireylerin moderniteyle birlikte kendilik süreçlerinde bağsız, süreksiz ve parçalı yaşam biçimine sürüklenmesi kimlik bunalımlarına sebep olmuştur. Bu durum kişisel olmakla birlikte toplumsal hafızaya müdahaleyi de ifade etmektedir. Taşradan kente geçişte izleri zamanla bulanıklaşsa da gelenek ve modernite ikiliği göze çarpmaktadır. Çalışmada bu bireysel değişimle birlikte aile ve toplumda gerçekleşen değişiklikler de incelenmiştir. Modernite ile artan hızlı yaşam zorunluluğu ve güncelden geri kalmanın oluşturduğu bunalımlar ele alınmıştır. Bireyin davranışlarında kararsız, sıkışmış ve yalnız hissetmesi son yüzyılda belirginleşmiştir. Bu bağlamda Ahlat Ağacı’nda başkarakter Sinan’ın yalnızlığı, taşra ve kent, hayalleri ve hayat şartları arasında sıkışmışlığı da taşradan kaçmasıyla başlamış ve taşrada kendini bulmasıyla sonuçlanmıştır. Kendi gerçekliğinden kaçarak tekrar taşraya babasının kaldığı yere dönen Sinan karakterinde değişim içinde süreklilik perspektifi görülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | April 15, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.