Saadat Hasan Manto is considered one of the greatest short story writers in Urdu literature. His stories reflect the partition of India and Pakistan, the migration process, and the brutality experienced during that time. Manto’s personal experience with partitioning is evident in his stories. Unlike other Urdu short story writers, Manto focuses on partition through the eyes of women who are sexually assaulted or forced to sell their bodies. This is a unique perspective that sheds light on the suffering of women who are often overlooked. Manto’s use of female protagonists allows for a deeper understanding of the impact of the partition on women. He portrays the societal belief that attacking women’s bodies is a way of humiliating the enemy, which adds to the complexity of the issue. Manto’s stories offer valuable insights into the experiences of women during the partition. It is a well-known fact that thousands of women were raped during the sub-continenet partition and the subsequent migration process. Manto was one of the few who had the courage to speak out about the truth in his own accounts. By including these women, who were often ignored or dismissed by society, in his writing, he was accused of obscenity.
In Manto’s work female characters are portrayed as proud and compassionate, even toward those who view them as commodities. These women require affection and are willing to assist other women in their time of need.
In addition, they bear the burden of men in their lives. Society does not accept these women. In his stories, Manto has taken these characters out of the roles prescribed to them as women by their society, such as mother, housewife, obedient wife, and docile daughter.
Mozail and Sugandhi are two of Manto’s most famous female characters. The story named Mozail feature Mozail, a Jewish woman who defies societal norms, and Sugandhi, who undertakes an inner journey after humiliating a customer despite living in squalid conditions. These stories are the subjects of our study. This article try to examine how Manto positions women in society and the roles he assigns to them through the portrayal of two female characters in his stories.
Saadat Hasan Manto Urdu edebiyatının en büyük öykü yazarlarından biri olarak kabul edilir. Bölünme sürecini kendisi de bizzat yaşamış biri olarak anlattığı hikâyeler bölünmeyi, iki sınır arasındaki göç sürecini ve bu süreçte yaşanan vahşeti tüm çıplaklığı ile yansıtmaktadır. Öykülerinin çoğunda ana karakterler olarak kadınları merkeze alan Manto, Urdu dilinin diğer öykü yazarlarından farklı olarak bölünmeyi cinsel saldırıya uğramış ya da bedenlerini satarak hayatlarını idame ettirmek zorunda bırakılmış kadınların gözüyle ele almaktadır. Farklı din ve inançtan insanların bir arada yaşadığı bir coğrafyada düşmanı aşağılamanın en iyi yolunun diğer din ve inanç mensubu kadınların bedenlerine yönelik saldırı olduğuna inanılan bir toplumda öyküleri aracılığıyla bu kadınların acılarına ortak olmuştur. Nitekim Hindistan’ın bölünmesi ve göç sürecinde binlerce kadının tecavüze uğradığı tarihsel bir gerçektir ve Manto, bunu yüksek sesle dillendirme cesaretini öyküleri aracılığıyla göstermiştir. Toplumun yüzleşmediği ya da yüzleşmek istemediği bu kadınları öykülerine taşıması kendisinin defalarca müstehcenlikle suçlanmasına ve ceza almasına sebep olmuştur.
Manto’nun öykülerine konu olan kadın karakterler düşkün ama gururlu, kendilerini ticari bir meta olarak gören iş bulucularına karşı bile şefkatli, kendileri yokluk içinde olmasına rağmen başka kadınlara yardım etmeyi kendilerine vazife bilen merhametli ama bir o kadar da sevgiye muhtaç, hayatlarındaki erkeklerin de yükünü sırtlanmış kadınlardır. Bu kadın karakterler toplum tarafından kabul görmemiştir. Çünkü Manto bu karakterleri anne, ev hanımı, itaatkâr bir eş, uysal bir kız evlat gibi yaşadıkları toplumun onlara bir kadın olarak biçtiği rollerin dışına çıkarmıştır.
Muzeil ve Sugandhi de Manto’nun en meşhur kadın karakterlerinden ikisidir. Sınır tanımayan Yahudi bir kadın olan Muzeil ile sefalet koşullarında yaşamasında rağmen bir müşterisinin kendini aşağılayan tavrıyla gururu incinen ve içsel bir yolculuğa çıkan Sugandhi’nin anlatıldığı iki öykü olan Muzeil ve Hatak çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada mezkur iki kadın karakterin bu öykülere nasıl yansıdığı incelenerek Manto’nun kadını toplum içinde nasıl konumlandırdığı ve bu kadınlara nasıl roller biçtiği ele alınmaya çalışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Urdu Language, Literature and Culture |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 26, 2025 |
Submission Date | March 23, 2025 |
Acceptance Date | March 29, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 10 Issue: 1 |