Bütün hukuk düzenlerinde ortak bir suç olarak öngörülmemesi sebebiyle fuhuş, bu çalışmada bir sapma davranışı olarak nitelendirilmiş ve suçu açıklamakta da kullanılan kriminolojik teoriler ekseninde değerlendirilmiştir. Kingsley Davis’in işlevselci teorisi bu teoriler içinde önemli bir yere sahiptir. Zira bir yandan görünüşte fuhuşu kınayan cinsel ahlakın, diğer yandan ironik bir biçimde ve belki farkında olmaksızın fuhuşun sosyal bir kurum olarak varlığını sürdürmesini sağladığını ortaya koymuştur. Bu alanda ön plana çıkan bir diğer görüş ise radikal feminist teoridir. Söz konusu teoriye göre fuhuşu bir meslek olarak kabul etmenin zorluğu, insan onuruna ve vücuduna yüklenen anlamdan kaynaklanmaktadır. Fuhuşun yasal kabul edildiği Hollanda ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde kadınların ekonomik, duygusal ya da cinsel sömürüsünün engellenemediği görülmektedir. Fuhuşu yasal hale getirmek, aslında kişi özgürlüğü adına hukuk düzeninin kişinin organlarını satmasına izin vermesinden pek de farklı değildir. Fuhuşla ilgili olarak farklı modelleri benimseyen ülkelerin yasal düzenlemeleri incelendiğinde fuhuşu bir insan hakları sorunu olarak değerlendiren, bu itibarla seks satın almayı suç haline getiren ve bedenini satmak zorunda kalan kadını ise mağdur olarak nitelendirerek ona destek sağlayan İsveç modeli, bütün ülkelerin benimsemesi gereken en modern ve hümanist çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2021 |
Kabul Tarihi | 20 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 70 Sayı: 1 |