Demans sendromu, bireylerde çoğunlukla altmış beş yaşından sonra görülen bilişsel, davranışsal ve işlevsel yetenekleri etkileyen çeşitli hastalıkları içeren bir kavramdır. Demanslı kişilerin ayırt etme gücü, bu sendrom sebebiyle ortadan kalkabilmektedir. Bu durum, ölüme bağlı tasarrufların geçerliliği açısından önem taşımaktadır. Zira, mirasbırakan çoğunlukla altmış beş yaşından sonra ölüme bağlı tasarruf yaparak terekesi üzerinde tasarrufta bulunmak istemektedir. Fakat, mirasbırakan ölüme bağlı tasarruf yaptığı anda demans sebebiyle ayırt etme gücüne sahip değilse bu hukuki işlem dava yoluyla iptal edilebilir. Ayırt etme gücü nisbi bir kavramdır. Bundan dolayı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruf yaptığı sırada ayırt etme gücünü haiz olması onun yapmış olduğu bu işlemin geçerli sayılması için yeterlidir. Bununla birlikte, bir kimse hakkında akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlama kararı verilmesi onun yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun iptali talep edildiği takdirde ispat yükünün dağılımı açısından önem taşımaktadır. Bu sebeple, çalışmamızda demans sendromu hakkında bilgi verildikten sonra demansın ayırt etme gücüne etkisi ele alınmış, demanslı mirasbırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun ehliyet eksikliği sebebiyle iptaline yönelik dava açıldığı takdirde bunun ispatı meselesine yer verilmiştir.
Demans Ayırt Etme Gücü Ölüme Bağlı Tasarruf Ölüme Bağlı Tasarruf Yapma Ehliyeti Ölüme Bağlı Tasarrufun İptali Davası
Dementia is a term used for different human diseases that affect cognitive, behavioral, and functional abilities, mostly appearing after sixty-five years of age. Dementia can cause incapacity of judgment. This situation is significant for the validity of the testamentary capacity, as persons usually prefer to make their last will after the age of sixty-five. If the testator lacks the testamentary capacity while making a will, this will can be declared invalid. In such cases, the presumption of the capacity of judgment and appointment of a guardian to the testator due to a mental weakness or mental sickness determine the distribution of the burden of proof. Therefore, the effect of dementia on the presumption of capacity of judgment and the distribution of the burden of proof in the action for declaration invalidity proceedings should be specifically examined. For this purpose, this study first focuses on dementia and the effect of dementia on the capacity of judgment, then explores the issue of proving the incapacity of testators with dementia in actions for annulment of the testament.
Keywords: Dementia Capacity of Judgement Testamentary Disposition Testamentary Capacity Action for Annulment of the Testament
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 73 Sayı: 2 |