5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 102. maddesinde tutukluluk süreleri sınırlandırılmıştır. Kanunda bu sürelerin kanun yolu evresi bakımından da geçerli olduğuyla ilgili bir açıklık yoksa da Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesinde kovuşturma evresinin tanımı yapılırken bu evreye kanun yolu aşaması da dahil edilmiştir. Dolayısıyla Kanundaki tutukluluk süreleri ile ilgili sınırlama hüküm kesinleşinceye kadar geçerlidir. Tutukluluk süresi sona eren sanığın muhakemenin hangi aşamasında olursa olsun derhal salıverilmesi gerekir. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu 12 Nisan 2012 yılında verdiği bir kararıyla bunu aksine bir içtihatta bulunmuş ve Kanundaki tutuklulukla ilgili sürelerin hesaplanmasında kanun yolu aşamasının dikkate alınmayacağı görüşünü savunmuştur. Bunu yaparken de kanunda olmayan bir kavram ortaya atmıştır: Hükmen tutukluluk/Hüküm özlü tutukluluk. Genel Kurulun bu içtihadı hem bütün Yargıtay daireleri hem de yürürlüğe girdikten sonra bütün Bölge Adliye Mahkemelerince devam ettirilmiştir. Bu anlayışın temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlandırılmasını emreden Anayasaya ve en temel ceza muhakemesi ilkelerinden olan masumiyet karinesiyle bağdaşmadığı açıktır
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Criminal Law |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 11, 2025 |
Submission Date | July 26, 2023 |
Acceptance Date | April 9, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 74 Issue: 1 |