Contract of kitābat (mukātaba) is one of the methods of freeing slaves accepted by Islamic law. With this contract, the slave is obliged to pay a price, which can be a property or an interest, to his master, and if he pays the price, he gains his freedom. He remains a slave until the price is paid. However, in some matters, it is subject to the rules applying to freedom. As a matter of fact, he owns property on his earnings and becomes competent to make some savings. If he cannot pay the price, he returns to the rules applied to slaves. Meanwhile, his status is called mukātab slave. The roads leading to the freedom of the mukātab have been tried to be opened as much as possible. As a matter of fact, aid to the mukātab by means of zakat and charity has been encouraged, and a tolerant attitude has been adopted in matters that may harm the health of the kitābat. Ultimately, the kitābat contract found a wide application area for itself both in the early periods of Islam and in later periods. One of these fields was the Ottoman Empire. In this article, the theoretical background of kitābat is presented, mainly in the Ḥanafism, and then the Ottoman practice, which is its appearance, is included. Special issues have been explained. Examples from the periods before the formation of madhhabs are also included. Theory and practice are handled together to ensure subject integrity.
Kitābet (mükātebe) akdi, İslam hukukunun kabul ettiği köle azat usullerinden biridir. Bu akitle köle, mal veya menfaat olabilen bir bedeli efendisine ödemeyi borçlanmakta, bedeli ödediği takdirde hürriyetine kavuşmaktadır. Bedel ödenene kadar köle kalmaya devam etmektedir. Ancak bazı hususlarda hür ahkamına tabi olmaktadır. Nitekim kazancı üzerinde mülkiyet sahibi olmakta, bazı tasarrufları yapmaya ehil hale gelmektedir. Bedeli ödeyemediği takdirde kölelik ahkamına geri dönmektedir. Bu aradaki statüsü mükāteb köle olarak isimlendirilmektedir. Mükātebin hürriyetine giden yollar mümkün mertebe açılmaya çalışılmıştır. Nitekim zekat ve sadaka yoluyla mükātebe yardım yapılması teşvik edilmiş, kitābet akdinin sıhhatine halel getirebilecek hususlarda müsamahakâr bir tavır takınılmıştır. En nihayetinde kitābet akdi gerek İslam’ın ilk devirlerinde gerek daha sonraki devirlerde kendine genişçe bir tatbikat sahası bulmuştur. Bu sahalardan biri de Osmanlı Devleti olmuştur. Bu makalede kitābet akdinin teorik altyapısı Ḥanefī mezhebi ağırlıklı olarak ortaya konulmuş, devamında bunun tezahürü olan Osmanlı tatbikatına yer verilmiştir. Hususiyet arz eden hususlar izah edilmiştir. Mezheplerin teşekkülünden önceki devirlere ait misallere de yer verilmiştir. Konu bütünlüğünü sağlamak için teori ve pratik bir arada ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 64 Issue: 2 |
AUIFD is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.