Greenhouse
gas emissions from the energy sector account for about two-thirds of total
emissions. Due to the fight against climate change, transition to low carbon
economy gains importance. However, the low carbon economy is likely to result
in the resistance
of these countries and industries to harming the countries and industries
operating in the framework of the extraction, production, financing,
distribution and consumption of fossil fuels. On the other hand, struggling
with climate change presents new economic gains; decarbonization recommendation
is supported. The aim of this study is to examine the objective of
transitioning to a low carbon economy and the policies and practices that
support or delay this goal in the context of climate change and energy policies
by literature review of examples from the United States, European Union and
China's climate and energy policies. As a result, the determination of the
fossil fuel sector continues; the monopoly position of developed countries and
industries as providers of low carbon technologies continues; market-based
mechanisms such as emissions trading are supported as new earnings areas in terms
of companies, both in terms of energy and climate justice, deprivations
and problems arise.
Enerji
sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonları toplam emisyonların yaklaşık üçte
ikisini oluşturmaktadır. İklim değişikliği ile mücadelede düşük karbonlu ekonomiye
geçiş önem kazanmaktadır. Ancak bu sürecin fosil
yakıtların çıkarılması, üretimi, finansmanı, dağıtımı ve tüketimi
çerçevesinde faaliyet gösteren ülke ve endüstrilere zarar verecek olması, bu
ülke ve endüstrilerin direnç göstermesine neden olmaktadır. Diğer yandan ise
iklim değişikliği ile mücadele yeni ekonomik kazanımlar ortaya çıkarmakta;
karbonsuzlaştırma önerileri destek görmektedir. Bu çalışmanın amacı iklim
değişikliği ve enerji politikaları bağlamında düşük karbon ekonomisine geçiş
hedefini, bu hedefi destekleyen ya da geciktiren politika ve uygulamaları,
literatür taraması yöntemiyle, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve
Çin’in iklim ve enerji politikalarından elde edilecek örnekler çerçevesinde irdelemektir.
Sonuç olarak fosil yakıt sektörünün belirleyiciliği devam etmekte; düşük karbon
teknolojilerinin sağlayıcısı olarak gelişmiş ülke ve endüstriler tekel
konumlarını sürdürmekte; emisyon ticareti gibi piyasa temelli mekanizmalar
şirketler açısından yeni kazanç alanları olarak desteklenmekte; hem enerji hem de iklim adaleti açısından yoksunluklar ve
sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2018 |
Submission Date | May 9, 2018 |
Acceptance Date | August 17, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 18 Issue: 2018 Özel Sayısı |